Got a pinch of tobacco in my pocket
-Cebimde bir tutam tütün var
I'm not gonna roll it no I'm not gonna smoke it
-Sarmayacağım hayır, onu içmeyeceğim.
'Till we're staring at the stars and the rockets
-biz yıldızlara ve roketlere bakana kadar
Twinkling in the silvery night
-gümüş rengi gecede parlarken
Two sips of whiskey in the flask but I'm not gonna drink them
-Şişede iki yudumluk viski var ama içmeyeceğim
I swear I'll make it last
-Yemin ederim son olacak
'Till we're drinking out of the same glass again
-Ta ki biz tekrar aynı bardaktan içene kadar
And though the sand may be washed by the sea
-gerçi kumlar denizde yıkanabilir
And the old will be lost in the new
-Ve eskiyenler yenilerin içinde kaybolabilir
Well four will not wait for three
-Dört üç için beklemeyecek
For three never waited for two
-Ve üç de hiçbir zaman iki için beklemedi
And though you will not wait for me
-Gerçi sen de beni beklemeyeceksin
I'll wait for you
-Ben seni bekleyeceğim
Got a Polaroid picture in my wallet
-Cüzdanımda bir polaroid fotoğraf var
I'm not going to tear it no I'm not gonna spoil it
-Onu yırtmayacağım, hayır onu heba etmeyeceğim
It's an unspoken heartbreak
-O söylenmemiş bir kalp acısı
A heartbroken handshake I'll take with me where I go
-Kalp kırıklığıyla anlaştık onu gittiğim her yere götüreceğim
And three words on the tip of my tongue
-Ve dilimin ucunda üç kelime var
Not to be spoken or sung
-konuşulmayan veya şarkısı söylenmeyen
Or whispered to anyone
-ya da kimseye fısıldanmayan
'Till I scream them at the top of my lungs again
-ta ki tekrar avazım çıktığı kadar bağırana kadar öyle kalacaklar
And though the sand may be washed by the sea
-gerçi kumlar denizde yıkanabilir
And the old will be lost in the new
-Ve eskiyenler yenilerin içinde kaybolabilir
Well four will not wait for three
-Dört üç için beklemeyecek
For three never waited for two
-Ve üç de hiçbir zaman iki için beklemedi
And though you will not wait for me
-Gerçi sen de beni beklemeyeceksin
I'll wait for you
-Ben seni bekleyeceğim
Got a pinch of tobacco in my pocket
-Cebimde bir tutam tütün var
I'm not gonna roll it no I'm not gonna smoke it
-Sarmayacağım hayır, onu içmeyeceğim.
'Till we're staring at the stars and the rockets
-biz yıldızlara ve roketlere bakana kadar
Twinkling in the silvery night
-gümüş rengi gecede parlarken