I've got no money in my hands or my coat or my pocket
hiç param yok elimde,paltomda,cebimde
Wont get to space cos I haven't got a rocket
uzaya da gitmeyeceğim çünkü roketim yok
But I've air in my lungs
ama ciğerlerimde hava var
Eyes in my sockets
göz çukurunda gözlerim var
And a heart that beats
Like a tap that leaks
ve atan bu kalp
musluktan sızan su gibi atıyor
In the night when you haven't got a plumber who can stop it
gece tesisatçı olmadığında kim durduracak bu kalbi?
Jack in a box without a key to lock it
priz bir kutuda duruyor kilitleyecek bir anahtarı da yok
Well this boat may sink but I'm not gonna rock it
şey,bu bot batabilir ama ben sallamayacağım bu botu
Cos the sea doesn't know my name
çünkü deniz adımı bilmiyor
Well this boat may sink but I'm not gonna rock it
şey,bu bot batabilir ama ben sallamayacağım bu botu
Cos the sea doesn't know my name
çünkü deniz adımı bilmiyor
Well if you can't get what you love
şey,sevdiğin şeyi elde edemezsen
You learn to love the things you've got
zaten sahip olduğun şeyleri sevmeyi öğrenirsin
If you can't be what you want
eğer istediğin kişi olamazsan
You learn to be the things you're not
olmadığın şeyleri olmayı öğrenirsin
If you can't get what you need
ihtiyacın olan şeyi elde edemezsen
You learn to need the things that stop you dreaming
sana hayal kurmayı bıraktıran şeylere ihtiyaç duymayı öğrenirsin
All the things that stop you dreaming
sana hayal kurmayı bıraktıran tüm şeyler
Well I've got no ones word and no bodies promise
şey,kimse bana söz vermedi ya da yemin etmedi
Not a lot to show but this book full of sonnets
göstermiyor ama bu kitap sonelerle dolu
And my liver may be fucked but my heart is honest
ve ciğerlerim mahvedilmiş olabilir ama kalbim dürüst
And my word is true
Like the sky is blue
ve sözlerim gökyüzünün mavi olduğu gerçeği gibi doğru
In the summer time when everybody gets on it
yazın herkes ona doğru doğrulduğunda,
Warm our skins and get sunburnt from it
ciltleri ısıtacak ve yanıklar bırakacak
And our eyes shine bright like a sky full of comets that
ve gözlerimiz kuyruklu yıldızlarla dolu bir gökyüzü gibi parlayacak
shoot like silver trains
gümüş trenler gibi fırlayacak gözlerimiz
Yeah our eyes shine bright like a sky full of comets that
evet, gözlerimiz kuyruklu yıldızlarla dolu bir gökyüzü gibi parlayacak
shoot like silver trains
gümüş trenler gibi fırlayacak gözlerimiz
Well if you can't get what you love
şey,sevdiğin şeyi elde edemezsen
You learn to love the things you've got
zaten sahip olduğun şeyleri sevmeyi öğrenirsin
If you can't be what you want
eğer istediğin kişi olamazsan
You learn to be the things you're not
olmadığın şeyleri olmayı öğrenirsin
If you can't get what you need
ihtiyacın olan şeyi elde edemezsen
You learn to need the things that stop you dreaming
sana hayal kurmayı bıraktıran şeylere ihtiyaç duymayı öğrenirsin
All the things that stop you dreaming
sana hayal kurmayı bıraktıran tüm şeyler
Well if you can't get what you love
şey,sevdiğin şeyi elde edemezsen
You learn to love the things you've got
zaten sahip olduğun şeyleri sevmeyi öğrenirsin
If you can't be what you want
eğer istediğin kişi olamazsan
You learn to be the things you're not
olmadığın şeyleri olmayı öğrenirsin
If you can't get what you need
ihtiyacın olan şeyi elde edemezsen
You learn to need the things that stop you dreaming
sana hayal kurmayı bıraktıran şeylere ihtiyaç duymayı öğrenirsin
All the things that stop you dreaming
sana hayal kurmayı bıraktıran tüm şeyler
All the things that stop you dreaming
sana hayal kurmayı bıraktıran tüm şeyler