De onde é que vem esses olhos tão tristes?
Vem da campina onde o sol se deita
Do regalo de terra que o teu dorso ajeita
E dorme serena, no sereno sonha
De onde é que salta essa voz tão risonha?
Da chuva que teima, mas o céu rejeita
Do mato, do medo, da perda tristonha
Mas, que o sol resgata, arde e deleita
Há uma estrada de pedra que passa na fazenda
É teu destino, é tua senda, onde nascem tuas canções
As tempestades do tempo que marcam tua história
Fogo que queima na memória e acende os corações
Sim, dos teus pés na terra nascem flores
A tua voz macia aplaca as dores
E espalha cores vivas pelo ar
Ah..Ah...Ah...
Sim, dos teus olhos saem cachoeiras
Sete lagoas, mel e brincadeiras
Espumas ondas, águas do teu mar
Ah..Ah...Ah...
êeh laiá ..
Çok mutsuz bu gözler nereden geliyor?
Güneşin battığı kırın bölgesinden geliyor
Sırtının uyduğu karanın hediyesi
Huzurda uyuyor, ince yağmurda rüya görüyor
Gülen bu ses nereden atlıyor?
Inatçı yağmurdan [atlıyor], ama gökyüzü reddetiyor
Çimenden, korkudan, mutsuz kayıptan
Ama güneş onu kurtarıp yanıp hoşlanıyor
Çiftlikten geçen taşlı bir yolu var
Bu senin kaderin, yolun, şarkıların doğumunun yeri
Senin tarihini işaretleyen zamanın fırtınaları
Hatırada yanan ve yürekleri açan yangın
Evet, senin karadaki ayaklarından çiçekler doğuyor
Senin yumuşak sesin acıları söndürüp
Havadan canlı renkleri seriyor
Ah..Ah...Ah...
Evet, senin gözlerinden çıkıyor şelâleler
Yedi gölcük, bal ve şakalar
Kabarcıklar, dalgalar, senin denizinin suları
Ah..Ah...Ah...