Old sister Sara had a mighty fine time
kissing the boys and drinking all their wine
I tried to tell her to take it slow
'Don't crawl out that window”
and she'd say, 'Oh sister, oh, don't be sad.
I'll come back. I'll come back.”
The night got darker, my eyes grew weak
Soon enough I drifted to sleep
I dreamt of roses and a chateau de blanc
where everybody seemed to get what they want
Sara came in, stinking of Gin, said,
'I got the time if you got the sin”
They said, 'Roll up your sleeve girl. This is it.”
And they sang, 'Oh Sarah, oh, can't you feel?
This is real. This is real.”
Old Sister Sara had a mighty fine time
kissing the boys and drinking all their wine
Oh Sara, please, why can't you see?
These things that you do, they don't make you free.
You're always coming back a haggard mess"
'Oh Sister dear, why can't you hear?
These bells and these whistles they all come in clear
every time I put on that dress."
"Oh Sister, oh, don't be sad.
I'll come back. I'll come back.”
"Oh Sara, oh, can't you feel?
This is real. This is real."
Try to align
Türkçe
Kız Kardeş Sara
Abla Sara'nın geniş güzel bir zamanı vardı
Oğlanları öpmek ve bütün şaraplarını içmek
Ona ağırdan almasını söylemeyi denedim
"Emekleme pencere dışına"
Ve o "Ah kardeşim, üzgün olma.
Geri geleceğim. Geleceğim."
Gece oldu, gözlerim dayanıksızlaştı
Sonra uykuya daldım
Rüyasını gördüm güllerin ve
Herkesin ne isterse gördüğü beyaz bir kalenin*
Sara geldi, kokuşmuş Cin, söyledi,
"Vaktim var tabi eğer günahın varsa"
"Kol kızına yanaş. Bu." dediler
Ve şarkı söylediler "Oh Sarah, oh, hissedemiyor musun?
Bu gerçek. Bu gerçek."
Abla Sara'nın geniş güzel bir zamanı vardı
Oğlanları öpmek ve bütün şaraplarını içmek
Ah Sara, lütfen, neden göremiyorsun?
Yaptığın bu şeyler, seni özgür yapmıyor.
Her zaman bitkin bir karışıklıkla geri dönüyorsun.
"Ah sevgili kardeş, neden duyamıyorsun?
Bu ziller ve ıslıklar hepsi net gelir
her zaman, o elbiseyi giyerim."
"Ah kardeş, ah, üzgün olma.
Geri geleceğim. Geri geleceğim."
"Ah Sara, ah, hissedemiyor musun?
Bu gerçek. Bu gerçek."