Remove this mortal coil
The nucleus of life, a vestige of flame
Where memories are adrift in a capitulum hollow
Remove the heart and marrow
The perpetual rhythm in a pallid cage
Replace it with thorns, dried with age
Scar me, bleed me
Bu fâni çarkı ortadan kaldır
Yaşamın nüvesi, hatıraların bir kemik başı çukurunda
başıboş sürüklendiği yerde bir ateşin kalıntısı
Kalbi ve iliği yok et
Soluk bir kafes içindeki daimi ritim;
Zamanla kurumuş dikenlerle değiştir onu
Çiz beni, kanımı al
Remove the ghost of being
The spiritual fiber which makes a man
Lost inside, haunting this fragile cavity
Like smoke that abandons the flame
A shadow's impression which never fades
Replace it with thorns, dried with age
Pierce me, release me
Varlığın hayaletini yok et
Bir insanı yaratan ruhsal dokuyu;
Bu kırılgan oyuğa dadanırken, içinde kaybolmuş
Alevi terk eden duman gibi
Asla gözden kaybolmayan bir gölgenin intibası
Zamanla kurumuş dikenlerle değiştir onu
Delip geç beni, sal beni
Fill what is left with a coil of thorns
Fill what is left with rusty nails
Fill what is left with obsidian shards
Geride kalanları diken yumağıyla doldur
Geride kalanları paslı çiviyle doldur
Geride kalanları obsidyen parçacıkla doldur.
Shatter me, destroy me...
Make me whole again
Tarumar et beni, yık beni
Yeniden bir bütün haline getir beni
Leave a briar of thorns where once stood a man
There are fragments of wisdom in decline
Bir adamın bir zamanlar durduğu dikenli çalıdan ayrıl,
Çöken bilgeliğin küçük parçaları oradadır.
Çeviren: Şafak Yalçın