Hey you, out there in the cold
Hey sen, dışarıda soğukta duran
Getting lonely, getting old
Yalnızlaşıyorsun, yaşlanıyorsun
Can you feel me?
Beni anlıyor musun?
Hey you, standing in the aisles
Hey sen, koridorda ayakta duran
With itchy feet and fading smiles
Kaşınan ayaklar ve kaybolan gülüşlerle
Can you feel me?
Beni anlıyor musun?
Hey you, dont help them to bury the light
Hey sen, ışığı gizlemelerine izin verme
Don't give in without a fight.
Savaşmadan pes etme
Hey you, out there on your own
Hey sen, orada yalnız duran
Sitting naked by the phone
Telefonun yanında çaresizce oturan
Would you touch me?
Bana dokunur muydun?
Hey you, with your ear against the wall
Hey sen, kulağı duvarda olan
Waiting for someone to call out
Birinin seslenmesini bekleyen
Would you touch me?
Bana dokunur muydun?
Hey you, would you help me to carry the stone?
Hey sen, bana taşı taşımamda yardım eder miydin?
Open your heart, i'm coming home.
Aç kalbini, eve geliyorum
But it was only fantasy.
Ama bu sadece hayaldi
The wall was too high,
Duvar çok yüksekteydi
As you can see.
Senin de gördüğün gibi
No matter how he tried,
Ne kadar çabalarsa çabalasın
He could not break free.
Özgür kalamadı
And the worms ate into his brain.
Ve onun kanına girdiler
Hey you, standing in the road
Hey sen, yolda ayakta duran
Always doing what you're told,
Sürekli söylenenleri yapıyorsun
Can you help me?
Bana yardım edebilir misin?
Hey you, out there beyond the wall,
Hey sen, orada duvarın ötesinde olan
Vreaking bottles in the hall,
Holde şişeleri kıran
Can you help me?
Bana yardım edebilir misin?
Hey you, don't tell me there's no hope at all
Hey sen, bana hiç umut olmadığını söyleme
Together we stand, divided we fall.
Birlikte ayakta duruyoruz, dağılırsak düşeriz