Bir zamanlar bir kral varmış bu ülkeyi yöneten
Majesteleri hüküm sürermiş.
Gümüş gibi parlayan gözleriyle bu kırmızı kartal
Gümüş yağdırırmış insanların üzerine.
Ah anne, hadi anlat daha.
Neden beni bırakman gerekti orda
Asılı kalarak boşluğunda çocuksu hayal aleminin, bekleyerek.
Yalnızca okuman gerekirdi
Siyahla karalanmış satırları ve herşey parlayacaktı o zaman.
Irmağın öte yanına geçerek ahşap kunduralarla
Krala haberleri iletmek için çanlarla
Bin esrarengiz atlı tırmanırmış
Doruklara evvel zaman içinde.
Düşünürdüm ve düşlerdim
Sözcüklerin farklı anlamları olduğunu
Evet öyleydi...
O odada geçirdiğim tüm zaman boyunca
Oyuncak bebek evinin karanlığı, eski güzel kokusu
Ve masallar beni doruklarda
Güneş ışığının süzüldüğü bulutların üzerinde gezinirdi.
Ah anne hadi anlat daha
Hadi anlat daha.