Nobody Home
I got a little black book with my poems in.
Got a bag, got a toothbrush and a comb.
When i'm a good dog they sometimes throw me a bone.
I got elastic bands keeping my shoes on.
Got those swollen hands blues.
Got thirteen channels of shit on the tv to choose from.
I got electric light,
And i got second sight.
Got amazing powers of observation.
And that is how i know,
When i try to get through,
On the telephone to you,
There'll be nobody home.
I got the obligatory hendrix perm,
And the inevitable pinhole burns,
All down the front of my favorite satin shirt.
I got nicotine stains on my fingers.
I got a silver spoon on a chain.
Got a grand piano to prop up my mortal remains.
I've got wild, staring eyes.
And i got a strong urge to fly,
But i got nowhere to fly to ...fly to... fly to... fly to.
Oooo babe,
When i pick up the phone,
There's still nobody home.
I got a pair of gohill boots,
And i got fading roots.
....................................................
Evde Kimse Yok
Küçük bir siyah defterim var, içinde şiirlerim
Bir çantam var, içinde tarağım ve diş fırçam
Sadık bir köpek olduğumda, bazen kemik atarlar önüme
Ayakkabılarımı koruyan elastik şeritlerim var
O kabarmış mavi ellerim
On üç kanallı boktan televizyonum var, seç istediğini
Elektrik ışığım var
Ve ileriyi görme yeteneğim
Şaşırtıcı gözlem gücüm de var
Her şeyi nasıl bildiğim ortada
Sona ulaşmaya çabalarken telefonda
Kimse olmayacak evde biliyorum
Zorunlu hendrix iznim var
Ve kaçınılmaz iğne deliklerinin yanması
Hepsi önünde, en sevdiğim saten gömleğimin
Parmaklarımda nikotin lekelerim
Ve zincirime asılı gümüş bir kaşığım
Ve ölümlülüğümü destekleyen büyük bir piyanom var
Israrla bakan vahşi gözlerim
Uçmaya güçlü bir isteğim var
Ama uçabileceğim hiçbir yer yok
Ooooh bebek telefon ettiğimde sana
Evde hâlâ kimse yok
Bir çift izci botum
Ve yok olmaya yüz tutmuş köklerim var.