Glitter In The Air
Havadaki Parıltı
Have you ever fed a lover with just your hands?
Hiçbir sevgiliyi sadece ellerinle besledin mi?
Closed your eyes and trusted
Gözlerini kapattın ve güvendin mi
Just trusted
Sadece güvendin mi
Have you ever thrown a fistfull of glitter in the air?
Hiçbir el dolusu parıltı fırlattın mı havaya?
Have you ever looked fear in the face and said, "I just don't care"
Hiç yüzünde korku gösterip 'Umurumda değil' dedin mi?
It's only half past the point of no return
Dönüşü olmayan noktanın yalnızca yarısı geçildi
The tip of the iceberg
Buz dağının tepesi
The sun before the burn
Yanıktan önceki güneş
The thunder before the lightning
Şimşekten önceki gökgürültüsü
The breath before the phrase
Uygun cümleden önceki nefes
Have you ever felt this way?
Hiç bu şekilde hissettin mi?
Have you ever hated yourself for staring at the phone?
Hiç telefona gözlerini dikip baktığın için kendinden nefret ettin mi?
Your whole life waiting on the ring to prove you're not alone
Tüm yaşamın yalnız olmadığını ispatlayacak zil sesinde bekliyor
Have you ever been touched so gently you had to cry?
Hiç seni ağlatacak kadar yumuşaklıkla dokunuldun mu?
Have you ever invited a stranger to come inside?
Hiçbir yabancıyı içeriye gelmesi için davet ettin mi?
It's only half past the point of oblivion
Unutulma noktasının yalnızca yarısı geçildi
The hourglass on the table
Masadaki kum saati
The walk before the run
Koşmadan önceki yürüyüş
The breath before the kiss and the fear before the flames
Öpüşmeden önceki nefes ve alevlerden önceki korku
Have you ever felt this way?
Hiç bu şekilde hissettin mi?
La la la la
La la la la
There you are
İşte oradasın
Sitting in the garden
Bahçede oturuyorsun
Clutching my coffee
Kahvemi tutarak
Calling me sugar
Bana şeker diyerek
You called me sugar
Bana şeker dedin
Oh, Oh, No, No, No
Oh, Oh, hayır, hayır, hayır
Have you ever wished for an endless night
Hiç, hiç bitmeyen bir gece diledin mi?
Lassoed the moon and the stars
Yıldızlara ve aya kement attın
And pulled that rope tight
Ve ipi sıkı çektin
Have you ever held your breath ?
Hiç nefesini tuttun mu?
And asked yourself, "Will it ever get better than tonight
Ve kendine sordun mu 'Bu geceden daha iyisi olacak mı
Tonight"
Bu geceden
Çeviren : Sadie