I've seen and done things I want to forget;
I've seen soldiers fall like lumps of meat,
Blown and shot out beyond belief.
Arms and legs were in the trees.
Unutmak istediğim görülmüş ve yapılmış şeylere sahibim;
Et yığınları gibi dökülen askerler gördüm,
İmanın ötesine esip fırladım.
Kollar ve bacaklar ağaçlarda.
I've seen and done things I want to forget;
coming from an unearthly place,
Longing to see a woman's face,
Instead of the words that gather pace,
The words that maketh murder.
Unutmak istediğim görülmüş ve yapılmış şeylere sahibim;
doğaüstü bir yerden gelen,
Bir kadının suratını görme özlemi,
Hızla toplanan sözler yerine,
Cinayet işleyen sözler
These, these, these are the words-
The words that maketh murder.
These, these, these are the words-
The words that maketh murder.
These, these, these are the words-
Murder...
Bu, bu, bu sözler-
Cinayet işleyen sözler.
Bu, bu, bu sözler-
Cinayet işleyen sözler.
Bu, bu, bu sözler-
Cinayet...
These, these, these are the words-
The words that maketh murder.
Bu, bu, bu sözler
Cinayet işleyen sözler.
I've seen and done things I want to forget;
I've seen a corporal whose nerves were shot
Climbing behind the fierce, gone sun,
I've seen flies swarming everyone,
Soldiers fell like lumps of meat.
Unutmak istediğim görülmüş ve yapılmış şeylere sahibim;
Vuruş sinirlenen bir onbaşı gördüm
Ateşin arkasından tırmanıp, güneşe gitti,
Herkese üşüşen sinekler gördüm,
Askerler et yığınları gibi döküldü.
These are the words, the words are these.
death lingering stunk,
Flies swarming everyone,
Over the whole summit peak,
Flesh quivering in the heat.
This was something else again.
I fear it cannot be explained.
The words that make, the words that make
Murder.
Bu sözler, sözler bu.
ölüm kötü kalıyor,
Sinekler herkese üşüşüyor,
Tüm zirvenin tepesinin üzerinde,
Vücut ısıda titriyor.
Bu yeniden başka bir şeydi.
Açıklanamaz şekilde ondan korkuyorum.
İşleyen sözler, işleyen sözler
Cinayet.
What if I take my problem to the United Nations?
Eğer sorunumu Birleşmiş Milletlere götürürsem ne olur?