Pvris - Let Them In

You're a fire,
Sen ateşsin,
Burning up in my brain.
Beynimde yanıp duran.
You can't be tamed for me.
Benim için dürüst olamazsın.
You struck a match and left me to burn.
Bir kibrit yaktın ve beni yanmaya bıraktın.
It doesn't feel right.
Bu doğru hissettirmiyor.
To feel the weight of your world, the weight of your world in my spine.
Senin dünyanın ağırlığını hissediyorum, sırtımda senin dünyanı taşıyorum.
You've had me going out of my mind.
Zihnimin kontrolünü elinde tutuyordun.

I wanna feel something,
Bir şeyler hissetmek istiyorum,
That's not the touch of your breath on my neck.
Senin nefesini almak demek değil bu.
I wanna feel something,
Bir şeyler hissetmek istiyorum,
That's not the weight of your world in my head.
Dünyanın ağırlığını zihnimde taşımak demek değil bu.
And all the walls are caving in,
Ve tüm duvarlar yıkılıyor,
And I feel you entering.
Ve içeri girdiğini hissediyorum.
I shouldn't give in, but I let you win.
Teslim olmamalıyım, ama kazanmana izin veriyorum.
I let you in.
İçeri girmene izin veriyorum.

Find a new place,
Yeni bir yer buluyorum,
Another space to invade,
Başka bir alanı işgal ediyorum,
Another brain to decay,
Başka bir beyni yok ediyorum,
With your presence, with your ghost.
Senin varlığınla, senin hayaletinle.
I'm growing sick in the head trying to push you out of it.
Hastalığım giderek büyüyor, seni dışarı atmak için çabalarken.
I said it and I'll say it again, Söyledim ve yeniden söyleyeceğim,
I won't let you in.
İçeri girmene izin vermeyeceğim.

I wanna feel something,
Bir şeyler hissetmek istiyorum,
That's not the touch of your breath on my neck.
Senin nefesini almak demek değil bu.
I wanna feel something,
Bir şeyler hissetmek istiyorum,
That's not the weight of your world in my head.
Dünyanın ağırlığını zihnimde taşımak demek değil bu.
And all the walls are caving in,
Ve tüm duvarlar yıkılıyor,
And I feel you entering.
Ve içeri girdiğini hissediyorum.
I shouldn't give in, but I let you win.
Teslim olmamalıyım, ama kazanmana izin veriyorum.
I let you in.
İçeri girmene izin veriyorum.

Caving in,
Yıkılıyor,
Entering,
İçeri giriyor,

I wanna feel something,
Bir şeyler hissetmek istiyorum,
That's not the touch of your breath on my neck.
Senin nefesini almak demek değil bu.
I wanna feel something,
Bir şeyler hissetmek istiyorum,
That's not the weight of your world in my head.
Dünyanın ağırlığını zihnimde taşımak demek değil bu.
And all the walls are caving in,
Ve tüm duvarlar yıkılıyor,
And I feel you entering.
Ve içeri girdiğini hissediyorum.
I shouldn't give in, but I let you win.
Teslim olmamalıyım, ama kazanmana izin veriyorum.
I let you in.
İçeri girmene izin veriyorum.