La caravane passe
Entourée d'une cadence,
D'un silence,
D'un rythme sans écho.
Cherchant des sources des coteaux
Comme sur les mers, sans routes, les bateaux.
Sur la page blanche du désert
Où la lumière fond comme le plomb sur la flamme,
Les gazelles regardent de leurs yeux de femme.
La caravane passe
Liant les pays et les races,
Laissant sous leurs pas
Des mesures égales.
Le soleil est blanc, un morceau de cristal
Escortée par des ombres vives et berçantes,
Pensant à la nuit aux fraîcheurs caressantes
La vie a le rythme du pas des chameaux.
Tel un ciel hivernal par ses astres, les hameaux.
Des visages maigres et des regards sombres,
Leurs nuits sont longues et leur fatigue brève,
Cultivant la lumière et récoltant l'ombre.
Ils consolent leur espoir sur l'oreiller du rêve.
Kervan geçmekte
Hızla kuşatılmış
Sessizlikle,
Yankısız bir ahenkle kuşatılmış
Kervan geçmekte
Yokuşların başını arayan,
Yolsuz denizlerdeki kayıklar misali.
Işığın ateşeteki kurşun gibi eridiği
Çölün beyaz sayfasında,
Ceylanlar bakışıyor kadınsı gözleriyle.
Kervan geçmekte
Eşit aralıklar bırakarak adımlarının altında.
Canlı sallanan gölgelerin eşlik ettiği
Billur parçası Güneş beyaz,
Huzur veren ferahlığıyla düşlüyor geceyi.
Hayatta develerin adımlarının ahengi var
Öyle bir kış göğü ki yıldızları,köyleriyle
İnce yüzler ve karanlık bakışlar
Geceleri uzundur,kısa yorgunlukları
Ekerek ışığı ve biçerek gölgeyi,
Düşlerin yastığında avuturlar ümitlerini.