pretty woman, walking down the street
güzel kadın, caddeden aşağı yürüyen
pretty woman, the kind i like to meet
güzel kadın, tanıştığımıza sevindim
pretty woman
güzel kadın
i don't believe you, you're not the truth
sana inanmıyorum, sen gerçek değilsin
no one could look as good as you
kimse senin gibi iyisini görmedi
pretty woman, won't you pardon me
güzel kadın, beni istemeyeceksin, pardon
pretty woman, i couldn't help but see
güzel kadın, yardım isteyemedim ama görüyorum
pretty woman
güzel kadın
that you look lovely as can be
böyle sevimli görünüyor olabilirsin
are you lonely just like me
tıpkı benim gibi yalnız mısın
pretty woman, stop awhile
güzel kadın, biraz dur
pretty woman, talk awhile
güzelkadın, biraz konuş
pretty woman, give your smile to me
güzel kadın, gülüşünü bana ver
pretty woman, yea yea yea
güzel kadın, ye ye ye
pretty woman, look my way
güzel kadın, benim tarafıma bak
pretty woman, say you'll stay with me (held)
güzel kadın, benimle kalacağını söyle
'cause i need you, i'll treat you right
çünkü sana ihtiyacım var, seni düşüneceğim gerçekten
come with me baby, be mine tonight (held)
benimle gel bebeğim, bu gece benim ol
pretty woman, don't walk on by
güzel kadın, yakınlarda yürüme
pretty woman, don't make me cry
güzel kadın, beni ağlatma
pretty woman
güzel kadın
don't walk away, hey ok
uzaklaşma, hey tamam
if that's the way it must be, ok
eğer bu böyle olmalıysa tamam
i guess i'll go on home, it's late
tahmin ediyorum ki eve gideceğim, geç oldu
there'll be tomorrow night, but wait
yarın gece orada olacağım, ama bekle
what do i see
bu gördüğüm ne
is she walking back to me
o bana mı dönüyor
yea, she's walking back to me
evet, o bana dönüyor
ah ah güzel kadın
oh, oh, pretty woman