She lives in my kitchen
#o buzdolabımda yaşar
And so ruefully moos
#ve bu yüzden hüzünlü bir şekilde böğürür
When some of my fellows
#arkadaşlarımdan bazıları geldiğinde
Don't bring her fresh grass
# ona taze çimenler vermeyin
She has funny black spots
#onun eğlenceli siyah spotları var
And tender rough tongue
#ve yumuşak kaba dili
All my neighbours are scared
#tüm komşularım korktu
But I love her, she's mine
#ama ben onu seviyorum, o benim
Oh, tell me now
oh, bana şimdi anlat
Is it OK
#hazır mı
To walk with a pet
bir hayvanla yürümeye
When it's not a dog or a cat?
#bu ne zaman bir köpek veya kedi değil?
She's my marvellous cow
#o benim harika ineğim.
Cuddly, lovely to touch
#dokunmak için yumuşacık ve sevimli
So please tell me now
lütfen şimdi anlat bana
Would you eat her for lunch?
#onu öğle yemeğinde yermiydin?
When I walk with my cow
#ineğimle yürüdüğümde
Not far from my flat.
#benim dairemden uzak değil.
I don't know how she became my sweet pet
#bilmiyorum, o, benim sevimli hayvanım nasıl oldu
When I walk with my cow
#ineğimle yürüdüğümde
Not far from my flat.
#benim dairemden uzak değil.
I don't know how she became my sweet pet
#bilmiyorum, o, benim sevimli hayvanım nasıl oldu
She lives in my kitchen
#o buzdolabımda yaşar
And so ruefully moos
#ve bu yüzden hüzünlü bir şekilde böğürür
When some of my fellows
#arkadaşlarımdan bazıları geldiğinde
Don't bring her fresh grass
# ona taze çimenler vermeyin
She has funny black spots
#onun eğlenceli siyah spotları var
And tender rough tongue
#ve yumuşak kaba dili
All my neighbours are scared
#tüm komşularım korktu
But I love her, she's mine
#ama ben onu seviyorum, o benim