I've given up on giving up slowly, I'm blending in so
Vaçgeçmekten yavaşça vazgeçiyorum, çok kanıyorum
You won't even know me apart from this whole world that shares my fate
Kaderimi paylaşan bu dünya dışında beni bilmeyeceksin ile
This one last bullet you mention is my one last shot at redemption
Bahsettiğin bu son mermi kurtulmam için son atışım
because I know to live you must give your life away
Çünkü yaşamayı biliyorum hayatını elden çıkarmak zorundasın
And I've been housing all this doubt and insecurity and
Ve ben tüm bu şüpheyi ve güvesizliğe ev sahipliği yapıyorum
I've been locked inside that house all the while You hold the key
Sen anahtarı tutarken ben bu evin içinde kilitli kaldım
And I've been dying to get out and that might be the death of me
Ve dışarı çıkmaya can atıyorum ve bu benim ölümüm olabilir
And even though, there's no way in knowing where to go, promise I'm going because
Ve nereye gideceğimi bilmemin yolu olmasa da söz veriyorum gideceğim çünkü
I gotta get outta here
Buradan çıkmak zorundayım
I'm stuck inside this rut that I fell into by mistake
Yanlışlıkla içine düştüğüm bu monotonluğun içinde tıkılı kaldım
I gotta get outta here
Buradan çıkmak zorundayım
And I'm begging You, I'm begging You, I'm begging You to be my escape.
Ve sana yalvarıyorum, sana yalvarıyorum sana kaçışım olman için yalvarıyorum
I'm giving up on doing this alone now
Bunu tek başıma yapmaktan vazgeçtim
Cause I've failed and I'm ready to be shown how
Çünkü başarısız oldum ve nasıl başarılcağını gösterilmeye hazırım
He's told me the way and I'm trying to get there
O bana yolu anlattı ve oraya ulaşmaya çalışıyorum
And this life sentence that I'm serving
Ve hizmetettiğim bu hayat cezasını
I admit that I'm every bit deserving
İtiraf ediyorum biraz hak ettim
But the beauty of grace is that it makes life not fair
Ama zerafetin güzelliği şu ki bu hayatı adil kılmıyor
And I've been housing all this doubt and insecurity and
Ve ben tüm bu şüpheyi ve güvesizliğe ev sahipliği yapıyorum
I've been locked inside that house all the while You hold the key
Sen anahtarı tutarken ben bu evin içinde kilitli kaldım
And I've been dying to get out and that might be the death of me
Ve dışarı çıkmaya can atıyorum ve bu benim ölümüm olabilir
And even though, there's no way in knowing where to go, promise I'm going because
Ve nereye gideceğimi bilmemin yolu olmasa da söz veriyorum gideceğim çünkü
I gotta get outta here
Buradan çıkmak zorundayım
Cause I'm afraid that this complacency is something I can't shake
Çünkü korkarım ki bu hoşnutluk kurtulamadığım birşey
I gotta get outta here
Buradan çıkmak zorundayım
And I'm begging You, I'm begging You, I'm begging You to be my escape.
Ve sana yalvarıyorum, sana yalvarıyorum sana kaçışım olman için yalvarıyorum
I am a hostage to my own humanity
Kendi insanlığımın rehiniyim ben
Self detained and forced to live in this mess I've made
Kendimi alıkoydum ve yarattığım bu düzensizlikte yaşamaya zorlandım
And all I'm asking is for You to do what You can with me
Ve senden tek istediğim şu ki benimle yapabildiklerini yap
But I can't ask You to give what You already gave
Ama çoktan verdiklerini vermeni isteyemem senden
Cause I've been housing all this doubt and insecurity and
Çünkü ben tüm bu şüpheye ve güvesizliğe ev sahipliği yapıyorum
I've been locked inside that house all the while You hold the key
Sen anahtarı tutarken ben bu evin içinde kilitli kaldım
And I've been dying to get out and that might be the death of me
Ve dışarı çıkmaya can atıyorum ve bu benim ölümüm olabilir
And even though, there's no way in knowing where to go, promise I'm going because
Ve nereye gideceğimi bilmemin yolu olmasa da söz veriyorum gideceğim çünkü
I gotta get outta here
Buradan çıkmak zorundayım
Cause I'm afraid that this complacency is something I can't shake
Çünkü korkarım ki bu hoşnutluk kurtulamadığım birşey
I gotta get outta here
Buradan çıkmak zorundayım
And I'm begging You, I'm begging You, I'm begging
Ve sana yalvarıyorum, sana yalvarıyorum, yalvarıyorum
You to be my escape.
Sana kaçışım olman için
I fought You for so long
Senin için uzun süre savaştım
I should have let You in
Seni içeri almalıydım
Oh how we regret those things we do
Oh, yaptığımız şeylerden nasıl pişman oluyoruz
And all I was trying to do was save my own skin
Ve yapmaya çalıştığım tek şey kendi tenimi korumaktı
But so were You
Ama sen de( yapmaya çalışıyordun)
So were You
Sen de