Do you spend your days counting the hours you're awake?
Günlerini ayakta olduğun dakikaları hesaplayarak mı harcıyorsun?
And when night covers the sky you find yourself doing the same
Ve gece gökyüzünü kapladığı zaman, kendini aynı şeyleri yapar bulursun
There's a burden you've been bearing in spite of all your prayers
Orada taşıdığın bir yük var tüm o dualarına rağmen
There's a light turned off inside your heart
Kalbinin içinde kapatılmış bir ışık var
Can you remember what it's like to care?
Bununla ilgilenmenin nasıl bi şey olduğunu hatırlıyor musun?
Knees are weak, hands are shaking, I can't breathe
Dizler zayıf, ellerim titriyor. Nefes alamıyorum
So give me the drug, keep me alive
Bu yüzden bana ilaç ver , beni ayakta tutmak için
Give me what's left of my life
Hayatımın geri kalanını ver
Don't let me go, whooaa
Gitmeme izin verme
Pull this plug, let me breathe
Bu fişi çekin , nefes almama izin verin
On my own, I'm finally free
Kendi başıma sonunda özgürüm
Don't let me go, whooaa
Gitmeme izin verme
The trail of crumbs you left somehow got lost along the way
Bıraktığın kırıntıların izleri bir şekilde bu uzun yolda kayboldu
If you never meant to leave then you only had to stay
Eğer gitmeyi hiç istememişsen o zaman yapman gereken tek şey kalmak
But the memories that haunt us are cherished just the same
Ama bize musallat olan hatıralar her zaman ki gibi sevgi ile anılıyor
As the ones that bring us closer to the sky, no matter how grey
bizi gökyüzüne daha da yakınlaştıranlar gibi ,ne kadar kapalı oluşu önemli değil
And yet I fall, through these clouds, reaching, screaming
Ve en sonunda düşüyorum şu bulutlara doğru çığlık atarak
So give me the drug, keep me alive
Bu yüzden bana ilaç ver , beni ayakta tutmak için
Give me what's left of my life
Hayatımın geri kalanını ver
Don't let me go, whooaa
Gitmeme izin verme
Pull this plug, let me breathe
Bu fişi çekin , nefes almama izin verin
On my own, I'm finally free
Kendi başıma sonunda özgürüm
Don't let me go, whooaa
Gitmeme izin verme
This grip loosens but it never breaks
Bu sap biraz gevşektir ama asla kopmaz
We carry nothing but a name you will forsake
Hiçbirşey taşımıyoruz ama bir isim seni terk edecek
Your words are always there to break my fall
Sözlerin benim düşüşümü engellemek için her zaman orada olacak
In them I find the comfort to see through it all
Onlarda senin gördüğün tüm konforu buldum
Guide me through unchartered waters
Keşfedilmemiş sulara doğru bana rehberlik yap
Before we lose our way again
Yolumuzu yeniden kaybetmeden once
Will you be my compass until forever?
Sonsuza kadar benim pusulam olurmusun
Until forever ends!?
Sonsuzluk bitene kadar
Burak Şenay