It kills me not to know this but I've all but just forgotten
Hiçbir şeyi bilmemek beni öldürüyor ama hepsini biliyordum ama az önce unuttum
what the color of her eyes were and her scars or how she got them
Gözlerinin rengi neydi ve sıyrıkları veya onları nasıl yapmıştı
as the telling signs of age rain down a single tear is dropping
Tek bör göz yaşı aşağı yağmur gibi düşüyorsa söylenen işaretler gibi
through the valleys of an aging face that this world has forgotten
Unutulmuş dünyası kadar ihtiyarlayan bir yüzün vadiler boyunca
there is no reconciliation that will put me in my place
Benim dünyama koyulacak barış yok
and there is no time like the present to drink these draining seconds
Ve bu akan saniyelerin içmek için sunulacağı zaman da yok
but seldom do these words ring true when I'm constantly failing you
Ama sık sık sana düşerken bu kelimeler nadiren gerçekten çınlıyor
like walls that we just can't break through until we disappear
Kaybolana kadar henüz kırıp geçemediğimiz bu duvarlar gibi
so tell me now
Şimdi bana söyle
if this ain't love then how do we get out?
Eğer bu aşk değilse nasıl çıkacağız
because I don't know
Çünkü bilmiyorum
that's when she said I don't hate you boy
O yüzden o bana benden nefret etmediğini söylediğinde
I just want to save you while there's still something left to save
Hala kormuak için bırakılacak bir şey olduğunda seni korumak isterim
that's when I told her I love you girl
O yüzden ona "Seni seviyorum kızım" dedim
but I'm not the answer to the questions that you still have
Ama hala soruna cevap veremiyorum
but the day pressed on like crushing weights
Ama ezilen ağırlıklar gibi gün baskı yapıyor
for no man does it ever wait
Bunu hiç beklemeyen bir erkek için
like memories of dying days
Öleceğim günün anıları gibi
that deafen us like hurricanes
Bizi kasırgalar gibi sağır eder
bathed in flames we held the brand
Dağlandık ateş banyosunda
uncurled the fingers in your hand
Başındaki açılmamış parmaklar
pressed into the flesh like sand
Kum gibi vücuda baskı uyguluyor
now do you understand?
Şimdi anlıyor musun ?
so tell me now
Şimdi söyle bana
-Chorus-
one thousand miles away
Binlerce kilometre uzakta
there's nothing left to say
Söyleyecek bir şey yok
but so much left that I don't know
Ama bıraktığımı bilmediğim çok şey var
we never had a choice
Asla seçme şansımız olmadı
this world is too much noise
Bu dünya çok gürültülü
it takes me under
Beni etkisine alıyor
it takes me under once again
Beni birkez daha etkisine alıyor
I don't hate you
Senden nefret etmiyorum
I don't hate you
Senden nefret etmiyorum
so tell me now
Şimdi bana söyle
if this ain't love then how do we get out?
Eğer bu aşk değilse nasıl çıkacağız
because I don't know
Çünkü bilmiyorum
that's when she said I don't hate you boy
O yüzden o bana benden nefret etmediğini söylediğinde
I just want to save you while there's still something left to save
Hala kormuak için bırakılacak bir şey olduğunda seni korumak isterim
that's when I told her I love you girl
Bu yüzden ona onu sevdiğimi söylediğimde
but I'm not the answer to the questions that you still have
Hala soruna cevap bulamıyorum
I don't hate you
Senden nefret etmiyorum
I don't hate you, no
Senden nefret etmiyorum,hayır