This Is Letting Go - Bu Gitmeye İzin Vermek
Once upon a time I could take anything, anything.
Always stepped in time, regardless of the beat
I moved my feet, I carried weight
What I could not do I faked
I dug seeking treasure
Just to wake up in an early grave
So I stopped right there and said
Bir zamanlar herhangi bir şeyi alabilirdim, herhangi bir şeyi.
Daima zamanda adım attım, ritimin dikkatsizliği
Ayaklarımı oynattım, yük taşıdım
Aldatmamak için ne yapamazdım
Hazine arayarak kazdım
Sadece eski mezarda uyanmak için
Bu yüzden tam orada durdum ve dedim ki,
Go on alone, 'cause I won't follow.
This isn't giving up, no this is letting go
Out with the old dreams I've borrowed
The path I carve from here on out will be my own
The path will be my own
Yalnız başına git, çünkü takip etmeyeceğim
Bu pes etmek değil, hayır, bu gitmeye izin vermek
Aldığım eski ödünç hayallerle
Buradan oluşturduğum yol benim olacak
Yol benim olacak
This is the part where the needle skips
And the chorus plays like a sink that drips
A syllable repeating, like a warning we aren't heeding
Until all of a sudden we noticed it
When the wheels brace and the tires grip
A map we've been misreading
A defeat we're not conceding
Until now
There must be some other way out
Bu iğnenin atladığı bölümün olduğu yer
Ve koro ekibi damlayan bir çukur gibi çalıyor
Bir nota tekrarı, önemsemediğimiz bir uyarı gibi
Birden fark edene kadar.
Tekerlekler güçlendirildiğinde ve lastikler sıkıştırıldığında
Yanlış okuyor olduğumuz bir harita
Kabullenmediğimiz bir yenilgi
Şimdiye kadar
Yoldan çıkmış birkaç şey olmalı
Go on alone, because I won't follow
But this isn't giving up no this is letting go
Out with the old dreams I've borrowed
The path I carve from here on out will be my own
A path to take me home
Yalnız başına git, çünkü takip etmeyeceğim
Bu pes etmek değil, hayır, bu gitmeye izin vermek
Aldığım eski ödünç hayallerle
Buradan oluşturduğum yol benim olacak
Beni eve götürecek bir yol
(Hey! Hey! Hey! Hey!)
The wind died
The whole world ceased to move
Now so quiet
Her beating heart became a boom
We locked eyes
For just a moment or two
She asked why
I said "I don't know why,
I just know"
Rüzgar öldü
Tüm dünya hareket etmeyi kesti
Şimdi çok sessiz
Onun atan kalbi bir patlama oldu
Gözlerimizi kapadık
Bir ya da iki dakikalığına
O, neden diye sordu
Ben de, neden olduğunu bilmiyorum,
sadece biliyorum, dedim
The wind died
The whole world ceased to move
Now so quiet
Her beating heart became a boom
We locked eyes
For just a moment or two
She asked why
I said "I don't know why
I just know
I just know"
Rüzgar öldü
Tüm dünya hareket etmeyi kesti
Şimdi çok sessiz
Onun atan kalbi bir patlama oldu
Gözlerimizi kapadık
Bir ya da iki dakikalığına
O, neden diye sordu
Ben de, neden olduğunu bilmiyorum,
sadece biliyorum, dedim
Go on alone, 'cause I won't follow
This isn't giving up, no this is letting go
I made most of all this sorrow
I tried to brave this discontent, but now I'm through
I'm letting go of you.
Yalnız başına git, çünkü takip etmeyeceğim
Bu pes etmek değil, hayır, bu gitmeye izin vermek
Tüm bu üzüntülerin çoğunu ben yaptım
Mutsuzluğa karşı mücadele etmeye çalıştım, ama şimdi ben, direkt
Gitmene izin veriyorum
This is letting go
This is letting go
Bu gitmeye izin vermek
Bu gitmeye izin vermek
Once upon a time I could take anything, anything.
Bir zamanlar herhangi bir şeyi alabilirdim, herhangi bir şeyi.