The day was old - the light was dim, as I stepped through the door
Gün geçmişti, ışık sönüktü, kapıdan içeri adım attığımda
And all my friends were gathering that day that I recall
Ve bütün arkadaşlarım o gün hatırladığım kadarıyla toplanmıştı
I shivered and shook, Lord I stood just waiting to chase the fall
Titredim ve sallandım, düşüşü yakalamak için bekledim
I wondered how my time would be when spring comes round once more
Bahar bir kez daha gelince hayatım nasıl olurdu merak ettim
I face the wind - I have no choice, but you must guard the heart
Rüzgarla yüzleştim, şansım yok, ama kalbini yönlendirmelisin
And cast adrift from those I love, alone I drag my heart
Ve sevdiklerimden ayrılmalıyım, yalnız başıma kalbimi sürüklüyorum
Against the cry of "why?" I turn my back to go
"Neden" diye ağlamama karşılık, kıçımı dönüp gittim
But out beyond the tears somewhere, someone I need to know
Ama bir yerde gözyaşlarının ötesinde, birini tanımama ihtiyacım var
It's only love, in the colours of the shade
Bu sadece aşk, gölgenin renklerinde
It's only love, in the colours of the shade
Bu sadece aşk, gölgenin renklerinde
Old photographs were fading dim - my seed will tell it all
Eski fotolar sönüp soluyordu, tohumum her şeyi derdi
And by the fathers' fathers' hands such pain on all was raw
Ve babaların babasının elleri tamamen acıyla doluydu
They read the signs without surprise of how they knew it well
Nasıl da iyi bildiklerinin sürprizi olmadan işaretleri okudular
And in the mirror still I see the man, who came from hell
Ve aynalarda hala adamı görüyorum, cehennemden gelen
It's only love, in the colours of the shade
Bu sadece aşk, gölgenin renklerinde
It's only love, in the colours of the shade
Bu sadece aşk, gölgenin renklerinde