As cars go by I cast my mind's eye
Arabalar geçip giderken aklımın gözünü fırlatıyorum
Over back packs on roof racks
Arka çantalarda çatıdaki raflarda
Beyond the horizon
Ufuğun ötesinde
Where dream makers
Hayal edenlerin yerinde
Working white plastic processors
Beyaz plastik işlemcide çalışıyor
Invite the unwary
Tedbirsizi davet et
To reach for the pie in the sky
Gökyüzündeki turtaya ulaşmak için
Go fishing my boy!
Balık tutmaya çık oğlum!
We set out in the spring
Baharı hazırlıyoruz
With a trunk full of books about everything
Her şeyden kitaplarla dolu kamyonla
About solar devices
Güneş aygıtlarıyla ilgili
And how nice natural childbirth is
Ne kadar güzel doğal çocuk doğumu
We cut down some trees
Bazı ağaçları kestik
And we trailed our ideals
Ve kendi düşüncelerimizi izledik
Through the forest glade
Orman açıklığında
We dammed up the stream
Nehre baraj yaptık
And the kids cooled their heels
Çocuklar topuklarını serinletti
In the fishing pool we'd made
Yaptığımız balık havuzunda
We held hands and we exchanged bands
El ele tutuştuk ve grupları değiştik
And we practically lived off the land
Ve pratiksel olarak ülke dışında yaşadık
You adopted a fox cub
Tilki yavrusu evlat edindin
Whose mother was somebody's coat
Annesi başkasının montuydu
You fed him by hand
Elinle besledin onu
And then snuggled him down
Ve sonra sarıp sarmaladın
In the grandfather bed while I wrote
Dedenin yatağında ben yazarken
We grew our own maize
Kendi şaşkınlığımızla büyüdük
And I only occasionally went into town
Arada şehre inerdim
To stock up on antibiotics
Antibiyotik depolamak için
And shells for the shotgun that I kept around
Etrafta tuttuğum kurşun kabukları
I told the kids stories
Çocuklara hikayeler anlattım
While you worked your loom
Dokumanda çalışırken sen
And the sun went down sooner each day.
Ve güneş her gün battı
*Chapter six in which Eeyore has a birthday
6.bölümde Eeyore'nin doğum günü var
And gets two presents
Ve iki hediye alıyor
Daddy...come on dad
Babacık hadi baba
Eeyore the old grey donkey stood by the side
Eeyore, yaşlı gri eşek durdu yanda
Of the stream and he looked at himself in the water
Nehrin yanında ve suda kendine baktı
"Pathetic" he said, "That's what it is"
"Dokunaklı" dedi "öyle bu"
"Good morning Eeyore" said Pooh
"Günaydın Eeyore" dedi Pooh
"Oh" said Pooh, He thought for a long time
"Oh" dedi Pooh, uzun zaman düşündü
The leaves all fell down
Yapraklar yere döküldü
Our crops all turned brown
Ekinler kahverengiye döndü
It was over
Bitmişti
As the first snowflakes fell
İlk kar tanecikleri düştüğünde
I realised all was not well in the camp
Kampta her şey iyiye gitmiyordu anladım
The kids caught bronchitis
Çocuklar bronşit olmuştu
The space heater ran out of diesel
Hava ısıtıcının benzini bitmişti
One weekend a friend from the East
Bir haftasonu Doğudan bir arkadaş
Rot his soul
Ruhunu bozdu
Stole your heard
Duyumu çaldı
I said "Fuck it then
"Siktir et" dedim
Take the kids back to town
Çocukları şehre götür
Maybe I'll see you around"
Belki görüşürüz"
And so...leaving all our hopes and dreams
Ve böylece, bütün umutlarımızı ve hayallerimizi bırakarak
To the wind and the rain
Rüzgara ve yağmura
Taking only our stash
Sadece zulamızı alarak
Left our litter and trash
Çöpümüzü bıraktık
And set out on the road again
Ve yola koyulduk yine
On the road again
Yola yine
Bye Bye Daddy, Bye Daddy
Hoşçakal babacık hoşçakal baba
You can bring Pearl she's a darn nice girl
Pearl'ü getirebilirsin, güzel bir kız
But don't bring Liza
Ama Liza'yı getirme