In a Mississippi hotel room
Mississippi'de bir otel odasında
I was wounded and confused as I watched the 10 o'clock news
Saat 10 haberlerini izlerken Yaralıydım ve karmaşıktım
I was waiting on a late night call
Geç kalan bir aramayı bekliyordum
That I knew would never come and though I doubt it's what you want
Bildiğim asla gelmedi ve istediğinden şüphe duymama rağmen
I call you from the steps outside
Dışarıdaki adımlardan seni çağırıyorum
you say you were fast asleep and every lie it tortures me
Hızlıca uyuyakaldığını söylüyorsun ve her yalan bana işkence ediyor
I can't kill what does not bleed so please explain
Kanamayan birşeyi öldüremem bu yüzden lütfen açıkla
Can you tell me what it is you need
İhtiyacın olan şeyi bana söyleyebilir misin
Coz I've been trying still I cannot see
Çünkü hala göremediğim şeyi deniyordum
These wasted moments brought me to my knees
Bu boşa giden anlar beni dizlerime çöktürdü
I just want to give you everything.
Sadece sana herşeyi vermek istiyorum
If morning is my darkest time
Eğer sabah benim en karanlık zamanımsa
In the night I sometimes follow you, there is comfort without light
Gece bazen seni takip ederim, ışık olmadan rahatlık var
And I've been living with no hope
Ve umut olmadan yaşıyordum
It was a shame to let it go, It was drowning me so slow
Bunu bırakmak tam bir utançtı, bu beni yavaşça boğuyordu
I've never felt so far away
Asla çok uzak hissetmedim
From the boy I used to be and I wonder what he'd see
Eskiden olduğum oğlandan ve onun ne gördüğünü merak ediyorum
From the corner of some street, he met me today
Birkaç caddenin köşesinden, o bugün benimle tanıştı
Can you tell me what it is you need
İhtiyacın olan şeyi bana söyleyebilir misin
Coz I've been trying still I cannot see
Çünkü hala göremediğim şeyi deniyordum
These wasted moments brought me to my knees
Bu boşa giden anlar beni dizlerime çöktürdü
I just want to give you everything.
Sadece sana herşeyi vermek istiyorum
In the letter that you wrote me last
Bana son yazdığın mektupta
There were words that burned to here and red lipstick on the mirror
Burada yanan kelimeler vardı ve kırmızı ruj aynadaydı
You said loving me's a great mistake
Beni sevmenin şahane bir hata olduğunu söyledin
Coz I have never loved myself and I am sorry if you felt
Çünkü asla kendimi sevmedim ve hissettiysen eğer üzgünüm
That maybe you could offer help, to someone like me.
Belki yardım teklif edebilirsin, benim gibi birine
Can you tell me what it is you need
İhtiyacın olan şeyi bana söyleyebilir misin
Coz I've been trying still I cannot see
Çünkü hala göremediğim şeyi deniyordum
These wasted moments brought me to my knees
Bu boşa giden anlar beni dizlerime çöktürdü
I just want to give you everything.
Sadece sana herşeyi vermek istiyorum