She was only sixteen, only sixteen
I loved her so
But she was too young to fall in love
And I was too young to know
We'd laugh and we'd sing
And do the little things
That made my heart glow
But she was too young to fall in love
And I was too young to know
Why did I give my heart so fast
It never will happen again
But I was a mere lad of sixteen
I've aged a year since then
She was only sixteen, only sixteen
With eyes that would glow
But she was too young to fall in love
And I was too young to know
(Then why did you give your heart so fast)
Oh, it never will happen again
(But you were a mere lad of sixteen)
I've aged a year since then
She was only sixteen, only sixteen
With eyes that would glow
But she was too young to fall in love
And I was too young to know
But she was too young to fall in love
And I was too young to know
O(kız) sadece 16 yaşındaydı, sadece 16
Onu çok sevdim
Ama o çok gençti aşık olmak için
Ve bende çok gençtim bilmek için
Gülerdik ve şarkı söylerdik
Ve küçük şeyler yapardık
Bu beni heyecanlandırırdı
Ama o çok gençti aşık olmak için
Ve bende çok gençtim bilmek için
Neden kalbimi bu kadar çabuk verdim ki
Bu bir daha asla olmayacak
Ama ben sadece 16'sında bir delikanlıydım
O zamandan beri bir yaş yaşlandım
O sadece 16 yaşındaydı, sadece 16
Işıltılı gözleriyle
Ama çok gençti aşık olmak için
Ve bende çok gençtim bilmek için
(Öyleyse neden kalbini bu kadar çabuk verdin?)
Oh, bu bir daha asla olmayacak
(Ama sen 16'sında bir delikanlıydın)
O zamandan beri bir yaş yaşlandım
O sadece 16 yaşındaydı, sadece 16
Işıltılı gözleriyle
Ama çok gençti aşık olmak için
Ve bende çok gençtim bilmek için
Ama o çok gençti aşık olmak için
Ve bende çok gençtim bilmek için