There you may stand in your splendour and jewels
Orada görkemin ve mücevherlerinle durabilirsin
Swaying me in both directions.
Beni iki yönle de sarsarak
One is the right one, the other for fools,
Biri doğru olan, diğeri aptallar için
How do I make my selection?
Nasıl seçimimi yapabilirim?
The city lies silent in the warm morning light,
Şehir ılık sabah ışığında sessizce yatıyor
The sand is as golden as saffron.
Kum safran kadar altın renginde
Oasis of love, sweet water of life,
Aşkın vahası, hayatın dadlı suyu
God bless the poor ones who have none though they have tried.
Tanrı zavallıları korusun, denediklerine rağmen hiçbir şeyi olmayan
Someone is drowning down there in the flood
Biri aşağıda selde boğuluyor
But this river will dry by tomorrow.
Ama bu nehir yarına kurur
Is it ocean or stream, this love in my blood,
Bu okyanus mu yoksa akarsu mu, kanımdaki bu aşk
Bringer of joy or of sorrow?
Eğlencenin mi yoksa hüznün getiricisi mi?
The end of the journey must soon be in sight,
Gezinin sonu yakında görüşümde olmalı
Birth is the start of the swansong.
Doğum kuğu şarkısının başlangıcı
Oasis of love, sweet water of life,
Aşkın vahası, hayatın dadlı suyu
God bless the poor ones who want some but are denied.
Tanrı zavallıları korusun, biraz isteyen ama inkar edenleri
No one is given the map to their dreams,
Kimseye rüyaları için harita verilmedi
All we can do is to trace it.
Tek yapabileceğimiz izini sürmek
See where we go to,
Nereye gittiğimizi görmek
Know where we've been,
Nerede olduğumuzu bilmek
Build up the courage to face it
Yüzleşmek için cesareti inşa etmek
While we fumble in the darkness where once there was light
Kranlıkta el yordamıyla bulurken, ışık falan yokken
Roaming the land of the ancients.
Eskilerin karasında geziniyoruz
Oasis of love, sweet water of life,
Aşkın vahası, hayatın dadlı suyu
God bless the poor ones whose patience never died.
Tanrı zavallıları korusun, sabrı bitmeyenleri
While we stumble in blindness where once there was sight
Körlükte sendelerken, bir görüşümüz varken
Searching for trees in the forest.
Ormanda ağaçları arıyorduk
Oasis of love, sweet water of life,
Aşkın vahası, hayatın dadlı suyu
God bless the poor ones, so helpless they have cried.
Tanrı zavallıları korusun, çaresizce ağladılar
God bless the poor ones who have none though they have tried.
Tanrı zavallıları korusun,denediklerine rağmen hiçbir şeyi olmayan
God bless the poor ones who want some but are denied.
Tanrı zavallıları korusun, biraz isteyen ama inkar edenleri
God bless the poor ones whose patience never died.
Tanrı zavallıları korusun, sabrı bitmeyenleri
God bless the poor ones on that one way donkey ride.
Tanrı zavallıları korusun, tek yönlü maymun yolunda