How often haunting the highest hilltop
En yüksek tepe zirvesinde ne sıklıkla avlarsın
I scan the ocean, a sail to see
Okyanusa bakıyorum, görülecek bir açılma
Will it come tonight, love, will it come tomorrow
Bu gece gelecek mi, aşkım, yarın gelecek mi
Or ever come, love, to comfort me
Ya da hiç gelmeyecek mi, aşkım, rahatlatmak için beni
(Chorus "the boatman" in Gaelic):
(Nakarat "Kayıkçı" Keltçe):
O fare thee well, love, where'er thou be
O hoşçakal sana, aşkım, nerede olursan ol
They call thee fickle, they call thee false one
Sana kararsız diyorlar, sana yanlış kişi diyorlar
And seek to change me but all in vain
Ve boşuna beni değiştirmek için arıyorlar
Thou art my dream yet throughout the dark night
Karanlık gecede rüyamı yaratıyorsun
And every moment I watch the main
Ve her an denizi izliyorum
There's not a hamlet, too well I know it,
Küçük köy falan yok, iyice biliyorum
Where you go wandering or stay awhile
Gezmeye gittiğin yerde ya da bir süre durduğun yerde
But all its old folk you win with talking
Ama yaşlı kafaları, konuşmayla kazanırsın
And charm its maidens with song and smile
Ve çekici bakireleri, şarkı ve gülücükle
Doth thou remember the promise made me,
Bana verdiğin sözü hatırlamıyor musun
A token plead, a silken gown
Sahte savunma, ipeksi elbise
That ring of gold with your hair and portrait
Altından yüzük saçınla ve portrenle
That gown and ring I will never own
O elbise ve yüzük, asla sahip olamayacağım