There's a harvest each saturday night
-Bir diğer hasat toplama cumartesi gecesi
At the bars filled with perfume and hitching a ride
-Barlar parfüm kokularıyla dolmuş ve otomobile alınmış
A place you can stand for one night and get gone
-Bir gece için kalıp gidebileceğin bir yer...
It's clear this conversation ain't' doing a thing
-Bu açık, konuşmadan birşey çıkarmak zorunda değilsin
Cause these boys only listen to me when i sing
-Çünkü bu oğlanlar beni yalnızca şarkı söylerken dinlerler.
And i don't feel like singing tonight
-Ve bu gece şarkı söylüyormuş gibi hissetmiyorum
All the same songs
-Aynı şarkılar...
Here in these deep city lights
-Burada, derin şehir ışıklarında
Girl could get lost tonight
-Bu gece bir kız kaybolabilir
I'm finding every reason to be gone
-Gitmek için her türlü sebebi buldum
Nothing here to hold on to
-Tutunabileceğim hiçbiryer, burası dışında
Could i hold you?
-Sana tutunabilir miyim?
The situation's always the same
-Bu durum hep aynı
You got your wolves in their clothes whispering Hollywood's name
-Hollywood'un adını fısıldayan kıyafetler içindeki kurtların var
Stealing gold from the silver they see
-Gördükleri gümüşten altın satarlar
But it's not me
-Ama bu ben değilim.
Here in these deep city lights
-Burada, derin şehir ışıklarında
Girl could get lost tonight
-Bu gece bir kız kaybolabilir
I'm finding every reason to be gone
-Gitmek için her türlü sebebi buldum
Nothing here to hold on to
-Tutunabileceğim hiçbiryer, burası dışında
Could i hold you?
-Sana tutunabilir miyim?
Calling out somebody save me i feel like i'm fading away
-Birini çağırıyorum, kurtar beni! Solup gidiyormuş gibi hissediyorum.
Am i gone?
-Gitmiş miyim?
Calling out somebody save me i feel like i'm fading
-Birini çağırıyorum, kurtar beni! Soluyormuş gibi hissediyorum.
In these deep city lights
-Bu derin şehir ışıklarında
Girl could get lost tonight
-Bu gece bir kız kaybolabilir
I'm finding every reason to be gone
-Gitmek için her türlü sebebi buldum
Nothing here to hold on to
-Tutunabileceğim hiçbiryer, burası dışında
Could i hold you?
-Sana tutunabilir miyim?