I saw you out
-Seni dışarıda gördüm
And I'd be lying if I said that you still looked good
-Ve eğer iyi göründüğünü söylersem yalan söylüyor olurum
Cuz you don't look good
-Çünkü hiç iyi görünmüyorsun
I dodged a bullet there
-Kurşundan kurtuldum
That could have been me on your arm right where she stood
-Tam da o kızın durduğu yerde, kollarının arasında olabilirdim
Right where she stood
-Tam da onun durduğu yerde.
I don't miss you. And I don't wish you would call
-Seni özlemiyorum ve aramanı dilemiyorum
I've been happy since the day we hit the wall
-Duvara vurduğumuz günden beri mutluyum.
Cuz I don't have to wait around for you
-Çünkü seni beklemek zorunda değilim artık
I don't have to change the way I am
-Tarzımı değiştirmek zorunda değilim
I don't have to cry myself to sleep
-Uyumak için kendi kendime ağlamak zorunda değilim
And I don't have to hope you like my friends
-Ve arkadaşlarımı sevmeni umut etmek zorunda değilim
I don't have to cover up the bruises
-Fırçaları düzlemek zorunda değilim
Baby, you're a liar and a user
-Bebeğim sen bir yalancı ve kullanıcısın
And you're still a loser
-Ve hala bir kaybedensin.
You won't believe
-İnanmayacaksın
How much I've grown up since the days of me and you
-İkimiz bittiğimizden beri nasıl büyüdüğüme.
Have you grown up too?
-Sen de büyüdün mü?
I used to be such a puppet
-Eskiden bir kuklaydım
And the strings were in your hands
-Ve iplerim de senin elindeydi.
Things have changed since then
-Bundan sonra herşey değişti
You'll be glad to know I sold your ring for extra cash
-Bilmek hoşuna gidecektir, ekstra para için yüzüğünü sattım.
I'm glad to know some things were never meant to last
-Ve bazı şeylerin sürmediğini bilmek de benim hoşuma gidiyor.
Cuz I don't have to wait around for you
-Çünkü seni beklemek zorunda değilim artık
I don't have to change the way I am
-Tarzımı değiştirmek zorunda değilim
I don't have to cry myself to sleep
-Uyumak için kendi kendime ağlamak zorunda değilim
And I don't have to hope you like my friends
-Ve arkadaşlarımı sevmeni umut etmek zorunda değilim
I don't have to cover up the bruises
-Fırçaları düzlemek zorunda değilim
Baby, you're a liar and a user
-Bebeğim sen bir yalancı ve kullanıcısın
And you're still a loser
-Ve hala bir kaybedensin.
Cuz you haven't changed after all these years
-Çünkü o yıllardan sonra hiç değişmedin
And I'm glad to know that I didn't throw my life away
-Hayatımı yoksaymadığımı bilmek bana zevk veriyor
Couldn't be more yesterday..
-Dünden daha fazlası olamazdı.
I don't have to wait around for you
-Seni beklemek zorunda değilim.
And I'm not gonna change the way I am
-Tarzımı değiştirmeyeceğim
I don't ever cry myself to sleep
-Kendi kendime ağlayıp uyumuyorum
Cuz I never have to see your face again..
-Çünkü bir daha yüzünü görmek zorunda değilim.