Those were our last nights and we knew
Bunlar son gecelerimizdi ve biliyorduk
Smoked another Camel Blue
Bir Camel Blue daha içtik
Your apartment was my world
Senin dairen benim dünyamdı
The light bulbs were the stars
Ampuller yıldızlardı
The fire burned like our hearts
Ateş kalplerimiz gibi yanardı
Time would pass without a trace
Zaman takip edemeden akıp giderdi
Watch the sunset on your face
Yüzünde güneşin baıtmını izlerken
Making love as morning comes
Sabah geldiği gibi sevişirken
Whisper something more
Bir şey daha fısılda
Wanting more and more and more
Daha, daha ve daha fazlasını isterken
I still feel your kisses burn with peppermint
Hala öpücüklerinin naneli şekerle yakışını hissediyorum
Can't forget this interview
Bu ropörtajı unutamıyorum
Let it linger
Bırak kalsın
Know I never came closer
Asla daha yakınlaşmadığımı biliyorum
Your movements in the dark
Karanlıktaki hareketlerin
Does it hurt to be apart?
Ayrı olmak canını yakıyor mu?
Don't say it's over
Bittiğini söyleme
Don't say it's over
Bittiğini söyleme
Don't say
Söyleme
Don't say it's over
Bittiğini söyleme
Don't say it's over
Bittiğini söyleme
Don't say
Söyleme
Don't say it's over
Bittiğini söyleme
Don't say it's over
Bittiğini söyleme
Don't say
Söyleme
Don't say it's over
Bittiğini söyleme
Don't say it's over
Bittiğini söyleme
Don't say
Söyleme
(Don't say it's over, don't say it's over, don't say)
(Bittiğini söyleme, bittiğini söyleme, söyleme)
Something about you was different
Sende farklı bir şey vardı
I still feel your kisses burn with peppermint
Hala öpücüklerinin naneli şekerle yakışını hissediyorum
(Don't say it's over, don't say it's over, don't say)
(Bittiğini söyleme, bittiğini söyleme, söyleme)
There was something in your touch that felt different
Senin dokunuşunda farklı hissettiren bir şey vardı
I still feel your kisses burn with peppermint
Hala öpücüklerinin naneli şekerle yakışını hissediyorum
(Don't say it's over, don't say it's over, don't say)
(Bittiğini söyleme, bittiğini söyleme, söyleme)
Something about you was different
Sende farklı bir şey vardı
I still feel your kisses burn with peppermint
Hala öpücüklerinin naneli şekerle yakışını hissediyorum
(Don't say it's over, don't say it's over, don't say)
(Bittiğini söyleme, bittiğini söyleme, söyleme)
There was something in your touch that felt different
Senin dokunuşunda farklı hissettiren bir şey vardı
I still feel your kisses burn with peppermint
Hala öpücüklerinin naneli şekerle yakışını hissediyorum