I've come 500 miles just to see a halo
-Bir hale görmek için 500 mil geldim
Come from St. Petersburg
-St. Petersburg'dan geldik
Scarlett and me
-Scarlet ve ben...
Well I open my eyes
-Gözlerimi açıyorum
I was blind as can be
-Olabileceğim kadar kör olmuştum
When you give a man luck
-Sen bana uğurlu adamı verdiğinde
He must falll in the sea
-Denize düşmesi gerekirdi.
And she wants you to steal and get cought
-Seni satmak ve kaçırmak istiyordu
For she loves you for all that you're not
-Olmadığın şekillerde seni sevdiği için.
When you're falling down... falling down...
-Sen düştüğünde, yere düştüğünde
[x2]
You forget all the roses
-Tüm gülleri unutuyorsun
Don't come around on sunday
-Pazar günü gelme buralara
She's not gonna choose you for standing so tall
-Uzun durmak için seni seçmeyecek
Go on and take a swig of that poison and like it
-Devam et ve zehirden büyük bir yudum al. Hoşuna gidecek.
And Don't ask for silverware
-Ve bana gümüş sofra takımını sorma
Don't ask for nothing
-Hiçbirşey sorma!
Go on and put your ear to the ground
-Devam et ve kulağını yere daya
You'll be hearing that sound
-Bu sesi duyacaksın:
Falling down...
-Düşüyorsun...
You're falling down... falling down... falling down...
-Yere düşüyorsun, düşüyorsun...
Go on down and see that wrecking ball
-Hadi devam et ve bu parçalanmış topu gör
Come swinging on along
-Sallantı boyunca gel
Everyone knew that hotel was a goner
-Herkes otelin yararsız olduğunu biliyordu
They broke all the windows
-Tüm pencereleri kırdılar
They took all the door knobs
-Kapı tokmaklarını aldılar
And they haulted away in a couple of days
-Ve iki günde taşıyıp götürdüler
Now someone yell timber
-Şimdi birileri kerestelerde çığlık atıyor
And take off your hat
-Ve şapkanı çıkarıyor
It's a lot smaller here on the ground
-Burası yerden biraz daa küçük.
You're falling down... falling down... falling down... falling down...
-Düşüyorsun, yere düşüyorsun, düşüyorsun...
Someone's falling down...
-Birisi düşüyor.
[x4]