Fly To The Rainbow - Gökkuşağına Uç
Life is empty, can't remember anytime before
Hayat boş, önceki hiçbir zamanı hatırlayamıyorum
On a plain lit cold December, see it evermore
Bir ovada yanan soğuk Aralık, sürekli görüyorum
Gliding through this life and another as a child
Bu hayat boyunca süzülüp giden ve bir çocuk gibi başka
Ever doing games and losing things, always playing gigs
Oyunlar yapan ve bir şeyler kaybeden, hep çalgılar çalan
Somewhere in the sky, where the moon the stars shine bright
Gökyüzünde bir yerde, ayın ve yıldızların parıl parıl parladığı yerde
Where the sun is shining in the night
Güneşin, geceleyin parladığı yerde
I am in disgrace, yet I see your smiling face
Gözden düşmüş durumdayım, yine de gülen yüzünü görüyorum
And I hope you let me share your place
Ve umarım yerini paylaşmama izin verirsin
I don't live today
Bugün yaşamıyorum ben
Rain in the sky made the world fly
Gökyüzündeki yağmur dünyayı uçurdu
Into time, back beyond time
Zamanın içine, zamanın ötesine tekrar
Sun in the sky made the world fly
Gökyüzündeki güneş dünyayı uçurdu
Into time, back beyond time
Zamanın içine, zamanın ötesine tekrar
Rain in the sky made the world fly
Gökyüzündeki yağmur dünyayı uçurdu
Into time, back beyond time
Zamanın içine, zamanın ötesine tekrar
Sun in the sky made the world fly
Gökyüzündeki güneş dünyayı uçurdu
Into time, back beyond time
Zamanın içine, zamanın ötesine tekrar
Rain in the sky made the world fly
Gökyüzündeki yağmur dünyayı uçurdu
Into time, back beyond time
Zamanın içine, zamanın ötesine tekrar
Sun in the sky made the world fly
Gökyüzündeki güneş dünyayı uçurdu
Into time, back beyond time
Zamanın içine, zamanın ötesine tekrar
Well, I lived in magic solitude
Evet, sihirli yalnızlığı yaşadım ben
Of cloudy looking mountains
Bulut gibi görünen dağların
And a lake made out of crystal raindrops
Ve kristal yağmur damlalarından oluşan bir gölün
Roaming through space
Uzayda boş boş dolaşan
Two thousand years ago
İki bin yıl önce
I've seen the giant city of Atlantis
Dev şehir Atlantis'i gördüm
Sinking into eternal wave of darkness
Karanlığın ebedi dalgalarına batarken
Somewhere in the blue distance
Mavi mesafede bir yer
Are those long forgotten trees of yore
Geçmişin o unutulmuş uzun ağaçları
A broken violin floatin' alone in December
Kırık bir keman tek başına suyun üstünde duruyor Aralık'ta
Darkness everywhere and nothing more
Her yer karanlık ve başka bir şey yok
Symbol, strange symbol, melancholy
Sembol, garip sembol, melankoli
Painting torrid colors on a sky of green
Yeşil gökyüzüne sevda dolu renkleri boyuyorlar
Candle breathing one night only
Mum sadece bir gece yanıyor
Far away, in chillness, bleak, unseen
Çok uzakta, serinlikte, rüzgarlı, görülmemiş
Drifting galley, ghostlike shadow
Sürüklenen kadırga, hayalet gibi gölge
Sails rigged to catch and kill the time
Yelkenler zamanı yakalayıp öldürmek için donatılmış
Echoes wandering down an endless meadow
Yankılar bitip tükenmeyen çayırlarda dolaşıyor
I feel sublime
Yüce hissediyorum
Bu çeviri, ceviri.alternatifim.com'a aittir.