The Temple of the King - Kralın Tapınağı
One day, in the year of the fox
Bir gün, tilki yılında
Came a time remembered well,
Çok iyi hatırlanan bir zaman geldi
When the strong young man of the rising sun
Doğan güneşin güçlü ve genç adamı
Heard the tolling of the great black bell.
Büyük siyah çanın çaldığını duyduğunda
One day, in the year of the fox,
Bir gün, tilki yılında
When the bell began to ring,
Çan çalmaya başladığında
It meant the time had come for one to go
Biri için gitme zamanı gelmiş demekti
To the temple of the king.
Kralın tapınağına
There in the middle of the circle he stands,
İşte çemberin ortasında dikilmiş duruyor
Searching, seeking.
Arayıp tarıyor
With just one touch of his trembling hand,
Titreyen elinin tek bir dokunuşuyla
The answer will be found.
Cevap bulunuyor
Daylight waits while the old man sings,
Yaşlı adam şarkı söylerken gün ışığı bekliyor
Heaven help me!
Tanrım bana yardım et
And then like the rush of a thousand wings,
Ve sonra binlerce kanadın telaşı gibi
It shines upon the one.
Onun üstünde parlıyor
And the day had just begun.
Ve gün daha yeni başladı
One day, in the year of the fox
Bir gün, tilki yılında
Came a time remembered well,
Çok iyi hatırlanan bir zaman geldi
When the strong young man of the rising sun
Doğan güneşin güçlü ve genç adamı
Heard the tolling of the great black bell.
Büyük siyah çanın çaldığını duyduğunda
One day, in the year of the fox,
Bir gün, tilki yılında
When the bell began to sing,
Çan şarkı söylemeye başladığında
It meant the time had come for one to go
Biri için gitme zamanı gelmiş demekti
To the temple of the king.
Kralın tapınağına
There in the middle of the people he stands,
İşte insanların arasında dikilmiş duruyor
Seeing, feeling.
Görüyor, hissediyor
With just a wave of the strong right hand, he's gone
Güçlü sağ elinin tek bir sallamasıyla, gidiyor
To the temple of the king.
Kralın tapınağına
Far from the circle, at the edge of the world,
Çemberin çok uzağında, dünyanın bir ucunda
He's hoping, wondering.
Umuyor, merak ediyor
Thinking back from the stories he's heard of
Daha önce duyduğu hikayeleri düşünüyor
What he's going to see.
Neler göreceğini
There, in the middle of a circle it lies.
İşte çemberin ortasında yatıyor öylece
Heaven help me!
Tanrım bana yardım et
Then all could see by the shine in his eyes
Sonra herkes gözlerindeki parlamayı görebildi
The answer had been found.
Cevap bulunmuştu
Back with the people in the circle he stands,
Çemberin içindeki insanlarla dikiliyor tekrar
Giving, feeling.
Veriyor, hissediyor
With just one touch of a strong right hand, they know
Güçlü sağ elinin tek bir dokunuşuyla, tanıyorlar
Of the temple and the king.
Tapınağı ve kralını