Я нарочно иду нечесаным,
С головой, как керосиновая лампа, на плечах.
Ваших душ безлиственную осень
Мне нравится в потемках освещать.
Мне нравится, когда каменья брани
Летят в меня, как град рыгающей грозы,
Я только крепче жму тогда руками
Моих волос качнувшийся пузырь.
Так хорошо тогда мне вспоминать
Заросший пруд и хриплый звон ольхи,
Что где-то у меня живут отец и мать,
Которым наплевать на все мои стихи,
Которым дорог я, как поле и как плоть,
Как дождик, что весной взрыхляет зеленя.
Они бы вилами пришли вас заколоть
За каждый крик ваш, брошенный в меня.
Türkçe
Bir haşarının itirafı
İnadına gidiyorum, hoyrat saçlarımla,
Omuzlarımın üstünde gaz lambası misali başımla.
Ruhlarınızı yaprakdökümündeki güzle,
Karanlıklarda aydınlatmak hoşuma gidiyor.
Hoşuma gidiyor, harp taşları misali
Bir dolu fırtınasının üzerime geğirmesi,
O zaman saçlarımı avuçlarımın arasında, daha bir
Kuvvetle sıkıyorum, kabarcıklar çıkararak dalgalanıyor.
Öyle güzel oluyor ki o zaman benim için hatırlamak,
Yeşeren göleti ve kızılağacın hırıldayan uğultusunu,
Bir yerlerde annemin ve babamın halen yaşamakta olduğunu,
Ve onların şiirlerimin hepsinin çarkına tükürmek istediklerini
Ve onlar için bir toprak gibi, bir beden gibi,
Toprağı gevşeten bir bahar yağmur gibi değerli olduğumu.
Onlar ellerinde yabaları ile dikilirdi karşınıza
Bana karşı savurduğunuz her bir haykırış için.