Утром в ржаном закуте,
Где златятся рогожи в ряд,
Семерых ощенила сука,
Рыжих семерых щенят.
До вечера она их ласкала,
Причесывая языком,
И струился снежок подталый
Под теплым ее животом.
А вечером, когда куры
Обсиживают шесток,
Вышел хозяин хмурый,
Семерых всех поклал в мешок.
По сугробам она бежала,
Поспевая за ним бежать...
И так долго, долго дрожала
Воды незамерзшей гладь.
А когда чуть плелась обратно,
Слизывая пот с боков,
Показался ей месяц над хатой
Одним из ее щенков.
В синюю высь звонко
Глядела она, скуля,
А месяц скользил тонкий
И скрылся за холм в полях.
И глухо, как от подачки,
Когда бросят ей камень в смех,
Покатились глаза собачьи
Золотыми звездами в снег.
Köpeğin Türküsü
Sabah, o çavdarların konulduğu,
Kendir bezinin altına çaldığı ağılda,
Bir dişi köpek yedi enik yavruladı,
Tam yedi kızıl enik.
Akşama kadar okşadı onları,
Yaladı, taradı diliyle,
Sıcacık karnının altında,
Karlar eridi gitti yere.
Akşam ise, tavuklar
Tünedikleri yerde kurulurken,
Asık suratlı sahipleri gelip,
Yedisini de bir çuvala koydu.
Biriken karlar üzerinde seyirtti,
Koştu yetişmek için ardından...
Uzun uzun titredi,
Suyun donmayan yüzeyi.
Süklüm püklüm geri döndüğünde,
Her iki yanındaki terini yalayarak,
Kulübenin üstündeki ay gözüne,
Eniklerinden biri gibi göründü.
O mavi yüceliğe baktı,
Çeniledi, usul usul ağladı.
Yukarıdan incecik ay kaydı,
Tepenin ardında kırlara saklandı.
Ve kulaklarını tıkayarak, sadaka misali,
Bir kahkaha uğruna ona taş attıklarında,
Köpeciğin kaydı gitti gözleri kara,
Hani altınsı yıldızlar kayar ya...