OH OH OH
OH OH OH
OH OH OH
OH OH OH
OH OH OH
OH OH OH
We've been wasting this time
Trying to play it safe
( Sağlamcı oynamayı denemek için tüm bu zamanı harcıyorduk)
And try to cover up what
Our hearts want to say
(ve kalplerimizin ne demek istediklerini örtmek için)
We've been hiding these words
(O kelimelerin arkasına saklanıyorduk)
We don't have to anymore
(Daha fazlasına mecbur değiliz)
Cause we're standing still
(Çünkü hala burada kalıyoruz)
Tell me what we're waiting for
(Söyle bana ne için bekliyoruz)
If you're in, I'm in
(Eğer sen varsan,Varım)
If you're down, I'm down
(eğer yıkıldıysan,Yıkıldım)
Do you want this too?
(Sende bunu istiyor musun?)
Cause I need it now
(Çünkü şimdi buna ihtiyacım var)
If you say the word
(Eğer bi kelime söylersen)
I'll erase your doubts
(Tüm şüphelerini sileceğim)
I can show you
(Sana gösterebilirim)
I can show you
(Sana gösterebilirim)
That we don't have to be careful
(Dikkatli olmak zorunda olmadığımızı)
If my cards are on the table
(Eğer kartlarım masanın üzerindeyse)
If you're in, I'm in
(Eğer sen varsan,Varım)
If you're down, I'm down
(Eğer yıkıldıysan,Yıkıldım)
Let's do this
(Hadi yapalım şunu)
Let's do this
(Hadi yapalım şunu)
Right now
(Şuanda)
I know that you're scared
(Korktuğunu biliyorum)
But you don't have to be afraid
(Ama korkmamalısın)
Cause I won't let you down
(Çünkü seni hayal kırıklığına uğratmayacağım)
I'll be there at step of the way
(Yol katediyor olacağım)
We've been keeping it quite
(Sessiz tutuyorduk)
But I need to say it out loud
(Ama bunu bağırmaya ihtiyacım var)
Cause it's about time
To let our voice calm down
(Çünkü bu sesimizi sakin olmasıyla ilgili)
If you're in, I'm in
(Eğer sen varsan,Ben Varım.
If you're down, I'm down
(eğer sen yıkıldıysan,bende yıkılırım)
Do you want this too?
(Sende bunu istiyor musun?)
Cause I need it now
(Çünkü şimdi buna ihtiyacım var)
If you say the word
(Eğer bi kelime söylersen)
I'll erase your doubts
(Tüm şüphelerini sileceğim)
I can show you
(Sana gösterebilirim)
I can show you
(Sana gösterebilirim)
That we don't have to be careful
(Dikkatli olmak zorunda olmadığımızı)
If my cards are on the table
(Eğer kartlarım masanın üzerindeyse)
If you're in, I'm in
(Eğer sen varsan,Varım)
If you're down, I'm down
(eğer sen yıkıldıysan,bende yıkılırım)
Let's do this
(Hadi yapalım şunu)
Let's do this
(Hadi yapalım şunu)
Right now
(Şuanda)
So tell me why, tell me why
(Öyleyse, söyle biz neden)
We wait so long
(Bu kadar uzun süre bekledik)
When we know, when we know
Where we belong
(Nereye ait olduğumuzu bildiğimizde)
If you're in, I'm in
(Eğer sen varsan,Varım)
If you're down, I'm down
(eğer sen yıkıldıysan,bende yıkılırım)
Do you want this too?
(Sende bunu istiyor musun?)
Cause I need it now
(Çünkü şimdi buna ihtiyacım var)
If you say the word
(Eğer bi kelime söylersen)
I'll erase your doubts
(Tüm şüphelerini sileceğim)
I can show you
(Sana gösterebilirim)
I can show you (I can show you)
(Sana gösterebilirim)
If you're in, I'm in
(Eğer sen varsan,Varım)
If you're down, I'm down
(eğer sen yıkıldıysan,bende yıkılırım)
Do you want this too?
(Sende bunu istiyor musun?)
Cause I need it now
(Çünkü şimdi buna ihtiyacım var)
If you say the word
(Eğer bi kelime söylersen)
I'll erase your doubts
(Tüm şüphelerini sileceğim)
I can show you
(Sana gösterebilirim)
I can show you (I can show you)
(Sana gösterebilirim)
That we don't have to be careful
(Dikkatli olmak zorunda olmadığımızı)
If my cards are on the table
(Eğer kartlarım masanın üzerindeyse)
If you're in, I'm in
(Eğer sen varsan,Varım)
If you're down, I'm down
(eğer sen yıkıldıysan,bende yıkılırım)
Let's do this
(Hadi yapalım şunu)
Let's do this
(Hadi yapalım şunu)
Right now
(Şuanda)
If you're in, I'm in (Right Now)
(Eğer sen varsan,Varım) (Şuanda)
If you're down, I'm down
(eğer yıkıldıysan,bende Yıkılırım)
If you're down, I'm down
(eğer yıkıldıysan, bende Yıkılırım)
Oh Oh Oh
Oh Oh Oh
Çeviri:hknaltunok