When you're standing at the start of what you wanted
Do you ever really think of how it ends?
How a broken heart will mend
Or how many people you will lose as friends?
When you're fading in and out of being conscious
Do you ever try to make amends?
Think of how the plagues will end
Or how you would come back from the bends?
İstediğin şeyin başlangıcında durduğunda
Nasıl sona ereceğini düşündün mü?
Kırık bir kalp nasıl onarılır
Ya da daha kaç arkadaşını kaybedeceksin?
Bilinçsizce solup giderken
Hiç düzeltmeyi denedin mi?
Başkaldırıların nasıl sona ereceğini düşün
Veya virajlardan nasıl geri döneceksin?
I know that dreams come true
But I never thought that I would have to leave you
Hayallerin gerçekleştiğini biliyorum
Ama seni terk etmek zorunda kalacağımı hiç düşünmemiştim
You, you
Sen, sen
(That I would have to leave you)
(Seni terk etmek zorundayım)
You, you
Sen,sen
(That I would have to leave you)
(Seni terk etmek zorundayım)
I can't convince myself to keep on faking nonsense
Kendimi anlamsız bir şeyi taklit etmeye ikna edemem
So I'm letting go and pushing you away
Bu yüzden boşveriyorum ve seni itiyorum
There's no reason left to stay
Kalmak için hiçbir sebep yok
I can't afford to wait another forty days
Krık gün daha beklemeyi göze alamam
Wasting all that time was weighing on my conscious
Harcadığım onca zaman benim bilincimi ölçüyordu
I feel undone again, a feeling that I cannot shake
Tekrar tamamlanmamış hissediyorum, sallayamadığım hissi
Think I'm finally awake
Sonunda uyanık olduğumu düşünüyorum
I'd rather do it right than make it being fake
Onu sahte yapmaktansa doğru yapmayı tercih ederim
I know that dreams come true
But I never thought that I would have to leave you
Hayallerin gerçekleştiğini biliyorum
Ama seni terk etmek zorunda kalacağımı hiç düşünmemiştim
You, you
Sen, sen
(That I would have to leave you)
(Seni terk etmek zorundayım)
You, you
Sen,sen
(That I would have to leave you)
(Seni terk etmek zorundayım)
And I can never go back
Ve asla geri dönmeyeceğim
To the way things were, to the way that things were, to the way that things were
Bir şeylerin o şekilde olduğu zamana, o şekilde oldukları zamana, o şekildeki oldukları zamana
And I can never go back
Ve asla geri dönmeyeceğim
To the way things were, to the way that things were, to the way that things were
Bir şeylerin o şekilde olduğu zamana, o şekilde oldukları zamana, o şekildeki oldukları zamana
You, you
Sen, sen
(That I would have to leave you)
(Seni terk etmek zorundayım)
You, you
Sen,sen
(That I would have to leave you)
(Seni terk etmek zorundayım)
You, you
Sen, sen
(That I would have to leave you)
(Seni terk etmek zorundayım)
You, you
Sen,sen
(That I would have to leave you)
(Seni terk etmek zorundayım)
And I can never go back
Ve asla geri dönmeyeceğim
To the way things were, to the way that things were, to the way that things were
Bir şeylerin o şekilde olduğu zamana, o şekilde oldukları zamana, o şekildeki oldukları zamana
And I can never go back
Ve asla geri dönmeyeceğim
To the way things were, to the way that things were, to the way that things were
Bir şeylerin o şekilde olduğu zamana, o şekilde oldukları zamana, o şekildeki oldukları zamana
And I can never go back
Ve asla geri dönmeyeceğim
To the way things were, to the way that things were, to the way that things were
Bir şeylerin o şekilde olduğu zamana, o şekilde oldukları zamana, o şekildeki oldukları zamana
And I can never go back
Ve asla geri dönmeyeceğim
To the way things were, to the way that things were, to the way that things were
Bir şeylerin o şekilde olduğu zamana, o şekilde oldukları zamana, o şekildeki oldukları zamana