when we were young
our words were innocent -
whiter than snow,
awkward and slow.
now when we speak,
we risk an avalanche.
but that's not enough now
to reroute our plans.
Biz gençken
Kelimelerimiz masumdu.
Kardan daha beyazdı
Beceriksiz ve yavaş...
Şimdi biz konuştuğumuzda
Çığları riske ediyoruz
Ama bu yeterli değil şimdi,
Planlarımızı yönlendirmeye.
I believe that we've got it wrong, got it wrong.
we'll realize when it's said and done, said and done,
that in our words we've lost so much more
than we've ever won.
the aftermath
İnanıyorum ki biz yanlış anladık, yanlış anladık.
Söylenip yapıldığında fark edeceğiz, söylenip yapıldığında,
Kelimelerimizde çok daha fazla şey kaybettiğimizi
Ve sonra hiç kazanmadığımızı.
Sonraları..
is cracked wood where fences stood
and the broken bones of our childhood.
in our trembling fear,
we put words inside God's mouth.
we cover our tracks
and get so proud of ourselves,
we get so proud of ourselves,
we get so proud of ourselves
when we get away.
I believe that we've got it wrong, got it wrong.
we'll realize when it's said and done, said and done,
that in our words we've lost so much more
than we've ever won.
it's in our nature to complicate,
but in the end it's the casualties
that carry all the weight.
Ahşaplar çatlatıldı çitlerin durduğu yerde
Ve çocukluğumuzun kırık kemikleri.
Titreyen korkularımızda,
Kelimelerimizi Tanrı'nın ağzına bıraktık.
Ve kendimizle çok gurur duyduk,
Kendimizle çok gurur duyduk,
Kendimizle çok gurur duyduk
Uzaklara kaçtığımızda.
Planlarımızı yönlendirmeye.
İnanıyorum ki biz yanlış anladık, yanlış anladık.
Söylenip yapıldığında fark edeceğiz, söylenip yapıldığında,
Kelimelerimizde çok daha fazla şey kaybettiğimizi
Ve sonra hiç kazanmadığımızı.
Zorlaştırmak bizim doğamızda var,
Ama sona gelindiğinde o kayıplar bulunuyor,
Tüm ağırlığı taşıyan o kayıplar.