She's sticking needles in her skin
-Derisine iğneler batırıyor
I turn with an ugly grin
-Pis bir sırıtmayla döndüm
Her canvas doesn't leave a lot to fantasy
-Tuvali, fanteziye pek bir şey bırakmıyor
But her peace of mind can't stay inside the lines
-Ama onun iç huzuru çizgilerin içinde kalamaz
It's so confusing, the methods that she's using
-Çok kafa karıştırıcı, kullandığı yöntemler
She knows she shouldn't leave a mark that I can see
-Görebildiğim bir iz bırakmaması gerektiğini biliyor
Will she ever find one million of a kind?
-O hiç, bir milyon tür bulabilecek mi?
It's cold and lonely, but that's because she told me
-Soğuk ve yalnız, ama bana söylediği için öyle
Lost inside her dirty world,
-Onun kirli dünyasında kayboldum
No one hurts this pretty girl but her
-Kimse bu güzel kızı incitmiyor ama o
Oh, she's beautiful
-Oh, o çok güzel
A little better than a man deserves
-Bir erkeğin hakettiğinden biraz daha iyi
Oh, I'm not insane
-Oh, deli değilim
Please tell me she won't change
-Lütfen bana onun değişmeyeceğini söyle
Maybe I should let her go
-Belki gitmesine izin vermeliyim
But only when she loves me
-Ama sadece beni sevdiğinde
How can I just let her go
-Gitmesine nasıl izin verebilirim
Not until she loves me
-Beni sevene dek olmaz
She's drowning in herself again
-Yine kendi içinde boğuluyor
My God, what a lovely sin
-Tanrım, ne güzel bir günah
I guess there's nothing left to do, but have my way
-Sanırım geriye yapılacak hiçbir şey kalmadı, ama kendi yöntemim var
She can feel it's right so she doesn't close her eyes
-Gözlerini kapatmıyor çünkü doğru olduğunu hissedebiliyor
She smiles and answers it doesn't seem to matter
-Gülümsüyor ve cevaplıyor, bir önemi yokmuş gibi görünüyor
Lost inside my dirty head, something tells me I'm the one who's kept
-Kirli zihnimin içinde kayboldum, bir şey bana tutulanın ben olduğumu söylüyor
Oh, so volatile
-Oh, çok uçup gidici
A little better than a man defiled
-Kirletilmiş bir adamdan biraz daha iyi
Oh, I need the pain
-Oh, acıya ihtiyacım var
Please tell me she won't change
-Lütfen bana onun değişmeyeceğini söyle
Maybe I should let her go
-Belki gitmesine izin vermeliyim
But only when she loves me
-Ama sadece beni sevdiğinde
How can I just let her go
-Gitmesine nasıl izin verebilirim
Not until she loves me
-Beni sevene dek olmaz
We were meant to be together
-Birlikte olmamız gerekiyordu
Now die and fucking love me
-Şimdi geber ve beni sev
We were meant to hurt each other
-Birbirimizi incitmemiz gerekiyordu
Now die and fucking love me
-Şimdi geber ve beni sev
Die and fucking love me
-Geber ve beni sev
Die and fucking love me
-Geber ve beni sev
Die and fucking love me
-Geber ve beni sev