I've given you no reason
Sana hiçbir sebep vermedim
Just the silent treatment
Sadece sessiz muamele ettim
While I've given myself the benefit of my own doubt
Kendi kendime kuşkularımın yararını verirken
Four thoughts away from crying
Ağlamaktan dört düşünce uzakken
Living is slowly dying
Yaşamak yavaş yavaş ölüyor
Despite all our efforts to shut it down
Tüm çabalarımıza rağmen onu sonlandırmak için
I've never seen someone like you
Senin gibi birini hiç görmedim
The one that I've made you into
Seni içine dahil edebildiğim tek şey
I want you to come closer
Daha yakına gelmeni istiyorum
Maybe treat me better
Belki bana daha iyi davranırsın
Maybe a little meaner
Belki biraz kaba (acımasız)
Does it take work?
İşe yarıyor mu?
I hate when you can resist me
Bana karşı koyabileceğin zamanlardan nefret ediyorum
Don't step on my fantasy
Fantezime girme , adımını atma
Don't come to life
Kendine gelme
Don't come to life
Kendine gelme
Don't come alive
Canlanma
In the comfort of my daydream
Hayallerimin rahatlığında
You're everything that I need
Sen ihtiyacım olan her şeysin
Even when you're back in your local time
Yerel zamanınıza döndüğünüzde bile
We expand into an ocean
Bir okyanusa açılıyoruz
A story unspoken
Anlatılmamış bir hikaye
And my name is always in the byline
Ve benim adım her zaman satırda
I've never seen someone like you
Senin gibi birini hiç görmedim
The one that I've made you into
Seni içine dahil edebildiğim tek şey
I want you to come closer
Daha yakına gelmeni istiyorum
Maybe treat me better
Belki bana daha iyi davranırsın
Maybe a little meaner
Belki biraz kaba (acımasız)
Does it take work?
İşe yarıyor mu?
I hate when you can resist me
Bana karşı koyabileceğin zamanlardan nefret ediyorum
Don't step on my fantasy
Fantezime girme,adımını atma
Don't come to life
Kendine gelme
Don't come to life
Kendine gelme
Don't come alive
Canlanma
I want you to come closer
Daha yakına gelmeni istiyorum
Closer, closer
Daha yakın, daha yakın
I want you to come closer
Daha yakına gelmeni istiyorum
Closer, closer, closer
Daha yakın, daha yakın, daha yakın
I want you to come closer
Daha yakına gelmeni istiyorum
Maybe treat me better
Belki bana daha iyi davranırsın
Maybe a little meaner
Belki biraz kaba (acımasız)
Does it take work?
İşe yarıyor mu?
I hate when you can resist me
Bana karşı koyabileceğin zamanlardan nefret ediyorum
Don't step on my fantasy
Fantezime girme , adımını atma
Don't come to life
Kendine gelme
Don't come to life
Kendine gelme
Don't come alive
Canlanma