Some things are better off forgotten
Bazı şeyler unutulmuş olmaktan daha iyi
We bury them in places that we really only visit by ourselves
Onları buraya gömdük ve gerçekten sadece kendimiz tarafından ziyaret ediliyoruz
Oh you were a version like no other
Ah senin başka bir versiyonun yoktu
Oh they never tell you what to do when all you see is gone
Ah onlar sana ne yapman gerektiğini asla söylemediler sen herşeyin gittiğini gördüğünde
What's the sense in anything when what they say is wrong?
Onlar neyin yanlış olduğunu söylerken neyin bir anlamı vardı ?
Oh what do you want to hear?
Ah ne duymak istiyorsun?
Do you know how many times,
Kaç kere biliyor musun,
I tore myself apart cuz you're not here?
Burada olmadığın için kendimi parçaladığımı?
Oh why do you want to know?
Ah ne bilmek istiyorsun?
Does it make you feel alive?
Bu seni canlı hissettirmiyor mu?
I had to die to finally let you go
Sen bırakıp gittiğinde ben ölmek zorundaydım
Stop me... I find myself believing
Durdur beni.. İnandığım beni buluyorum
A story gets rewritten so a blasphemy's permitted once again
Bir hikaye yeniden yazılmaya başladı böylece bir dine küfretmeye bir kez daha izin verildi
Oh and you were so perfectly imperfect
Ah ve sen harika bir şekilde kusurluydun
Oh they never tell you what to do when all you have are lies
Ah kimse sana söylemedi ne yapman gerektiğini yalanlara sahip olurken
What's the sense in anything? It's just one more goodbye
Neyin bir anlamı var?Bu sadece fazladan bir hoşçakal
Oh what do you want to hear?
Ah ne duymak istiyorsun?
Do you know how many times,
Kaç kere biliyor musun,
I tore myself apart cuz you're not here?
Burada olmadığın için kendimi parçaladığımı?
Oh why do you want to know?
Ah ne bilmek istiyorsun?
Does it make you feel alive?
Bu seni canlı hissettirmiyor mu?
I had to die to finally let you go
Sen bırakıp gittiğinde ben ölmek zorundaydım
Oh what do you want to hear?
Ah ne duymak istiyorsun?
Do you know how many times,
Kaç kere biliyor musun,
I tore myself apart cuz you're not here?
Burada olmadığın için kendimi parçaladığımı?
Oh why do you want to know?
Ah ne bilmek istiyorsun?
Does it make you feel alive?
Bu seni canlı hissettirmiyor mu?
I had to die to finally let you go
Sen bırakıp gittiğinde ben ölmek zorundaydım