If I could go back in time
Eğer zamanda geriye gidebilseydim
If I could simply know why
Sadece nedenini bilebilseydim
I'd let you know I care
Önem verdiğimi sana bildirirdim
And you need me i'll be there
Ve bana ihtiyacın var, orada olacağım
If I could go back in time
Eğer zamanda geriye gidebilseydim
Si la pression créee les diamants pour qu'on prie pas violents
Baskı,elmasları meydana getiriyor diye biz de baskı istemeyelim
Pas besoin de piments dans ma vie pour me sentir vivant
Kendimi canlı,diri hissetmem için hayatımda heyecanlara gerek yok
J'ai l'eau à la gorge et qui coule dans le ciment
Çimentonun içine akan ve boğazıma kadar gelen bir su var
J'ai passé ma vie à survivre j'aimerai vivre un instant
Ömrümü hayatta kalmaya çalışarak geçirdim bir an olsun yaşamak isterdim
Attrape une clope ouais premier premier geste au réveil
Kap bir sigara, evet evet uyanırken yapılacak ilk hareket
Faut que je chasse cette pression qui chaque nuit chasse mon sommeil
Her gece uykumu kaçıran bu baskıyı def etmem lazım
Pense à l'époque où tu voyais jamais jamais soleil
Güneşi asla, asla görmediğin o dönemi düşün
Maintenant tu bosses ou disont plutôt plutôt que t'essaie
Şimdi çok çalışıyorsun veya daha doğrusu deniyorsun diyelim
God knows where I'll be
Nerede olacağım Tanrı bilir
Without you here to look after me
Sensiz burada benimle ilgilenmek için
You pick me up when I was down
Düştüğümde beni kaldırırsın
I was blind and couldn't see
Kördüm ve göremiyordum
God knows where I'd be
Nerede olurdum Tanrı bilir
T'as ta baby mama sur le dos baby drame à la go
Bebeğinin annesi var, bebek sevgiline sorun çıkarıyor
T'as fais un gosse dans le dos
İstemeden bir çocuk sahibi oldun
Pas peur tu karma la go
Bundan korkmuyorsun sevgilin ve sen sorumluluk alıyorsunuz
Cette dédicace à su casa et tout le blabla de la zone
Bu kendini eve adayışın ve bölgedeki boş konuşmalar
Maintenant c'est crash les carats pour mes nouvelles parle à mon gros
Şimdi yeni şeylerim için çok para harcama zamanı,arkadaşıma söyle
On m'dit 'qu'est ce t'attend d'la vie?”
Bana 'hayattan ne bekliyorsun” diyorlar
Qu'est-ce que la vie attend d'moi?
Hayat benden ne bekliyor ki ?
Quand tu dois faire une croix sur tes rêves et tous tes espoirs
Hayallerinden ve umutlarından vazgeçmek zorunda olduğun zaman
On vit des vies absurdes, on fait des choses absurdes
Saçma sapan hayatlar yaşarız, saçma şeyler yaparız
Pour des gens qui nous assurent qu'on n'ait rien sur leur cul
Bize teminat veren insanlar için onlara sıkıntı verecek bir şeyimiz olmasın
Mais tu serais rien, vraiment rien sans ton petit coeur
Küçük kalbin olmadan bir hiç, gerçekten bir hiç olurdun
Ou juste une version codéinée d'ça ton petit coeur
Veya küçük kalbin sadece bunun ağrı kesici ilaç almış versiyonu olurdu
On a tous besoin de quelqu'un qui donne sens à notre vie
Hepimizin, hayatımıza anlam katan birisine ihtiyacı var
Tu pensais pas que cette personne aurait besoin de ‘meBu kişinin bana ihtiyacı olacağını zannediyor muydun
God knows where I'll be
Nerede olacağım Tanrı bilir
Without you here to look after me
Sensiz burada benimle ilgilenmek için
You pick me up when I was down
Düştüğümde beni kaldırırsın
I was blind and couldn't see
Kördüm ve göremiyordum
God knows where I'd be
Nerede olurdum Tanrı bilir
God knows where I'd be
Nerede olurdum Tanrı bilir
(Tu sais que chacun à son histoire à vivre)
(Biliyorsun ki herkesin kendine göre yaşayacak bir hikayesi var)
Without you here to look after me
Sensiz burada benimle ilgilenmek için
(Avec le bien et le mal tient vie)
(iyilikle ve kötülükle hayat devam eder)
You pick me up when I was down (yeah)
Düştüğümde beni kaldırırsın (evet)
I was blind and couldn't see
Kördüm ve göremiyordum
(Alors quand le jour est pluvieux)
(O halde, yağmurlu bir gün olduğunda)
God knows where I'd be
Nerede olurdum Tanrı bilir
(Souris! Les jours de pluie viennent, et les jours de pluie vont)
(Gülümse, yağmurlu günler geliyor ve yağmurlu günler gidiyor)
Çeviren : Ahmet KADI