Where forest stream went through the wood
And silent all the stems there stood
Of tall trees, moveless, hanging dark
With mottled shadows on their bark
As faint as deepest sleeper's breath
An echo came as cold as death
Long are the paths, of shadow made
Where no foot's print is ever laid
[Chorus:]
No moon is there, no voice, no sound
Of beating heart; a sigh profound
Once in each age as each age dies
Alone is heard. Far, far it lies
The Land of Waiting where the Dead sit,
In their thought's shadow, by no moon lit
[Choir:]
Upon the plain, there rushed forth and high
Shadows at dead end of night and mirrored in the sky
Far far away beyond might of day
And there lay the land of the dead of mortal cold decay
Try to align
Türkçe
Ölüler Diyarı
Ormanın ağaökara doğru akıp gittiği yerde
Ve orda tüm sapları sessiz duruyor
Uzun ağaçların, hareketsiz, asılı karanlık
Alacalı gölgelerle onların ağaç kabuğunun üstünde
En derin uykucunun nefesi kadar baygın
Bir yankı ölüm kadar soğuk
Yolar uzun, gölgenin yaptığı
Kimsenin ayak izini basmamış olduğu yerde
[Nakarat:]
Burada ay yok, sesi yok, gürültüsü yok
Çarpan kalbin; derin bir iç çekiş
Her çağda bir kez her çağ ölürken
Yalnızlık duyuldu. Uzak, uzakta yatıyor
Bekleme diyarı Ölünün oturduğu,
Onların düşüncelerinin gölgesinde, ay ışıltısı olmamasından dolayı
[Koro:]
Ovanın üzerinde, ileriye ve yukarıya hücum ettiler
Gölgeler kör gecede ve gökyüzünde aynalı
Çok çok uzakta günün kudretinden öte
Ve orada ölümlü soğuğun yıkıldığı ölüler diyarı yatar