I walked into the room of shadows
Gölgelerin odasında yürüdüm
And closed the door behind me
Ve kapı arkamdan kapandı
Silent walls remind me of my faults
Sessiz duvarlar bana hatalarımı hatırlatıyor
Bleeding paintings of holy colours
Kutsal renklerle kanıyor, resimler
Burnt letters and ghosts from the past
Geçmişin izi ve mektuplar yanmış
Floating through the heavy air
Ağır havaya dağılmışlar
With the ghosts I left behind
Geride bıraktığım izlerle birlikte
Like the ashes I left behind
Geride bıraktığım küller gibi
From the cradle of this life I bleed upon your holiness
Bu hayatın başlangıcından itibaren, senin kutsallığın üzerine kanıyorum
The ones I left behind
Olanları geride bıraktım
My heart, withered with time, dead from all this emptiness
Kalbim, zamanla solmuş, tüm bu manevi boşluktan dolayı ölü
The dark I came to find
Karanlığı bulmak için geldim
Blind is the mirror that reflects this art
Gizli olan bu sanatı ayna yansıtıyor
From poisoned daggers and lies it's been forged
Zehirli hançer ve sahte olan yalanlardan
To carry the weight of devil's wings
Şeytanın taşıyabileceği ağır kanatların,
Is less than what I carry inside
Daha azını içimde taşıyorum
When everything vanishes around you
Herşey etrafından kaybolduğunda
And slowly slips through your fingers
Ve parmaklarından yavaşça kaydığında
And all you have left is pain
Ve geriye kalan sadece acı olduğunda
Would you do it again?
Bunu tekrar yapar mıydın?
Alone in this empty room of shadows
Tek başına, bu boş gölgeler odasında
Alone, filled with memories of nothing
Yalnız, anılar boş sözlerle dolduruldu
Would you do it again? And remain the same?
Bunu tekrar yapar mıydın? Ve aynı kalır mıydın?