Trip to heave and ho, up down, to and froKaldırma ve hey gezisi, yukarı aşağı, aşağı ve yukarı
you have no word
Söyleyecek sözün yok
trip, trip to a dream dragon
Gezi, hayal ejderhasına gezi
hide your wings in a ghost tower
Hayalet bir kulede kanatlarını sakla
sails cackling at every plate we break
Kırdığımız her tabakta gıdıklanarak denize açılıyoruz*
cracked by scattered needles
Dağınık iğnelerle çatlamış
the little minute gong
Küçük dakika gongu
coughs and clears his throat
Öksürür ve boğazını temizler
madam you see before you stand
Madam durmadan önce görürsün
hey ho, never be still
Hey ho, asla öyle durma
the old original favorite grand
Eski orjinal favori büyük şey
grasshoppers green Herbarian band
Yeşil çekirgeler bitki uzmanı grubu
and the tune they play is "In Us Confide"
Ve çaldıkları ezgi "In Us Confide"
Trip to heave and ho, up down, to and froKaldırma ve hey gezisi, yukarı aşağı, aşağı ve yukarı
you have no word
Söyleyecek sözün yok
Please leave us here
Lütfen bizi burada bırak
close our eyes to the octopus ride!
Ahtapot sürüşüne gözlerini kapa!
Isn't it good to be lost in the wood
Ormanda kaybolmak güzel değil mi
isn't it bad so quiet there, in the wood
Ormanın sessiz olması kötü değil mi
meant even less to me than I thought
Düşündüğümden de anlamsızdı
with a honey plough of yellow prickly seeds
Sarı dikenli tohumların bal sabanıyla
clover honey pots and mystic shining feed...
Yonca balı kabı ve mistik parlayan besleme...
well, the madcap laughed at the man on the border
Eh, delişmen kenardaki adama güldü
hey ho, huff the Talbot
Hey ho, Talbot'a küs
"Cheat" he cried shouting kangaroo
"Aldat" bağıran kanguruya haykırdı
it's true in their tree they cried
Üçlerinde ağladıkları doğru
Please leave us here
Lütfen bizi burada bırak
close our eyes to the octopus ride!
Ahtapot sürüşüne gözlerini kapa!
well, the madcap laughed at the man on the border
Eh, delişmen kenardaki adama güldü
hey ho, huff the Talbot
Hey ho, Talbot'a küs
the winds they blew and the leaves did wag
Estirdikleri rüzgarla yapraklar sallanmak
they'll never put me in their bag
Beni hiç çantalarına koymadılar
the seas will reach and always seep
Denizler uzanacak ve hep süzülecek
so high you go, so low you creep
Ne kadar yükseğe gidersen, o kadar aşağıda sürünürsün
the wind it blows in tropical heat
Tropikal sıcaklıkta rüzgar esiyor
the drones they throng on mossy seats
Erkek arılar yosunlu yerlere toplandılar
the squeaking door will always squeak
Gıcırdayan kapı hep gıcırdayacak
two up, two down we'll never meet
İki yukarı, iki aşağı, asla buluşamayacağız
so merrily trip forgo my side
O kadar neşeyle geziyi bıraktım
Please leave us here
Lütfen bizi burada bırak
close our eyes to the octopus ride!
Ahtapot sürüşüne gözlerini kapa!