Found the girl of my dreams
--Hayallerimin kadınını buldum
And I moved out the hood
--Ve ormana taşındım
Had a little baby,
--Küçük bir bebeğim oldu
Life was all good
--Hayat tamamen güzeldi
Then I got a call
--Sonra bir telefon geldi
That something was wrong
--Yanlış bir şeydi
Next thing I know I was back to my old ways
--Bildiğim sonraki şeyse eski yollara geri döndüğüm
Doin' it till they came and took me away
--Onlar gelip beni götürene kadar bunu yapacağım
Now everything I worked for is gone (gone)
--Şimdi uğruna çalıştığım her şey gitti (gitti)
Oooh,
I wish I woulda turned away
--Geri dönmeyi dilerim
I would still be free today
--Bugün hala özgür olabilirdim
Sometimes it don't pay to be the hero
--Bazen kahraman olmaya deymiyor
Oooh shoulda looked into my baby's eyes
--Bebeğim gözlerine bakmalı mıydım
Before I took another man's life
--Başka bir adamın hayatını almadan önce
It don't pay to be the hero
--Kahraman olmaya deymez
(Oooh) There's nothing you can say to bring it back
--Onu geri getirmek için söyleyebileceğin hiç bir şey yok
You lost it just like that
--Onu sadece öylece kaybettin
I wish that we could turn around
--Etrafta dönebildiğimizi dilerim
(Oooh) There's nothing you can say to bring it back
--Onu geri getirmek için söyleyebileceğin hiç bir şey yok
You lost it just like that
--Onu sadece öylece kaybettin
I wish that we could turn around
--Etrafta dönebildiğimizi dilerim
Don't know why I worked so hard to let that life go
--Neden bu hayatın gitmesine izin vermeye bu kadar uğraştığımı bilmiyorum
I was mad, wasn't thinking about my family at home
--Deliydim, evdeki ailem hakkında düşünmüyordum
And how much they depended on me
--Ve bana ne kadar bağlı olduklarını
Now I'm looking at 20 years no parole,
--Şimdi şartlı tahliyesiz 20 yıla bakıyorum
I'm not going to get the chance to see my baby grow
--Bebeğimin büyüdüğünü görmek için bir şans elde edemeyeceğim
And what's he going to think about his daddy (daddy, ooh)
--Ve babası hakkında ne düşünecek (baba,oooh)
Oooh,
I wish I woulda turned away
--Geri dönmeyi dilerim
I would still be free today
--Bugün hala özgür olabilirdim
Sometimes it don't pay to be the hero
--Bazen kahraman olmaya deymiyor
Oooh shoulda looked into my baby's eyes
--Bebeğim gözlerine bakmalı mıydım
Before I took another man's life
--Başka bir adamın hayatını almadan önce
It don't pay to be the hero
--Kahraman olmaya deymez
So many nights I don't sleep (nights I don't sleep)
--Bir çok geceler uyumadım (geceler uyumadım
Cuz I think about the things that I've seen ( things
that I've seen)
--Çünkü gördüğüm şeyleri düşündüm (gördüğüm şeyler)
There almost really
--Çoğu gerçekti
Driving me crazy
--Beni deli ediyor
Instead a piece of glass separates my family from me (Oooh)
--Yerine bir parça cam beni ailemden ayırıyor
Oooh,
I wish I woulda turned away
--Geri dönmeyi dilerim
I would still be free today
--Bugün hala özgür olabilirdim
Sometimes it don't pay to be the hero
--Bazen kahraman olmaya deymiyor
Oooh shoulda looked into my baby's eyes
--Bebeğimin gözlerine bakmalı mıydım
Before I took another man's life
--Başka bir adamın hayatını almadan önce
It don't pay to be the hero
--Kahraman olmaya deymez
Oooh,
Wish I woulda turned away (wish I woulda turned away)
--Geri dönmeyi dilerim (Geri dönmeyi dilerim)
I would still be free today
--Bugün hala özgür olabilirdim
Sometimes it don't pay to be the hero (don't pay, noo)
--Bazen kahraman olmaya deymiyor(deymiyor, hayır)
Oooh shoulda looked into my baby's eyes (looked into my baby's eyes)
--Bebeğimin gözlerine bakmalı mıydım (bebeğimin gözlerine)
Before I took another man's life
--Başka bir adamın hayatını almadan önce
It don't pay to be the hero (it don't pay to be the hero)
--Kahraman olmaya deymez (Kahraman olmaya deymez)
(Oooh) There's nothing you can say to bring it back
--Onu geri getirmek için söyleyebileceğin hiç bir şey yok
You lost it just like that
--Onu sadece öylece kaybettin
I wish that we could turn around
--Etrafta dönebildiğimizi dilerim
(Oooh) There's nothing you can say to bring it back
--Onu geri getirmek için söyleyebileceğin hiç bir şey yok
You lost it just like that
--Onu sadece öylece kaybettin
I wish that we could turn around
--Etrafta dönebildiğimizi dilerim
[Ending]
Found the girl of my dreams
--Hayallerimin kadınını buldum
And I moved out the hood
--Ve ormana taşındım
Had a little baby,
--Küçük bir bebeğim oldu
Life was all good
--Hayat tamamen güzeldi
Then I got a call
--Sonra bir telefon geldi
That something was wrong
--Yanlış bir şeydi