I crowned the same old passing of time
Gave the golden sceptre though it was never really mine
He made the days all pass me by
In such idyllic swiftness, he didn't even try
Aynı eski zaman geçişini taçlandırdım
Asla benim olmamasına rağmen altın asayı verdim
Bütün günleri benden geçirdi
Böyle pastoral bir hızla, denemedi bile
And so it goes, the stillness covers my ears
Tenderly, until all sound disappears
Now it shows, while wind is swinging the trees
Vigorously, well it has stopped to move me
Ve öyle gidiyor, sessizlik kulaklarımı kaplıyor
Şefkatle, tüm sesler kaybolana kadar
Şimdi gösteriyor, rüzgar ağaçları sallarken
Şiddetle, beni hareket ettirmek için durdu
I praised the same old spending of time
Slept on the whitest beaches in the calmest of nights
They held me chained and captive so I
Could never join the sea in its ever changing tides
Aynı eski zaman harcamasını övdüm
En sakin gecelerde en beyaz kumsallarda uyudum
Beni zincirli ve tutsak tuttular, ben de
Sürekli değişen gelgitlerinde denize asla katılamadım
If I'm to let it in
It might just stay forever
If I'm to welcome him
We might just stay together
Eğer izin verirsem
Sadece sonsuza kadar kalabilir
Onu ağırlayacaksam
Sadece birlikte kalabiliriz
The crown remains, it's always been mine
I ought to wear it better, I ought to know it now
Taç kalır, o her zaman benimdi
Daha iyi giymeliyim, şimdi bilmeliyim
And so it goes, the stillness covers my ears
Tenderly, until all sound disappears
Now it shows, while wind is swinging the trees
Vigorously, well it has stopped to move me
Ve öyle gidiyor, sessizlik kulaklarımı kaplıyor
Şefkatle, tüm sesler kaybolana kadar
Şimdi gösteriyor, rüzgar ağaçları sallarken
Şiddetle, beni hareket ettirmek için durdu