RUNNING BLIND (Kör kör koşmak)
Reaching for you (Sana ulaşmak )
I know you're out there somewhere (Biliyorum dışarıda bir yerlerdesin)
It's too dark, I'm so cold (çok karanlık çok üşüdüm)
I know I had to come here (biliyorum gelmeliyim oraya)
Every broken deam (Arkamda bıraktığım her hayal kırıklığı beni kör kör koşturmaya devam ettiriyor)
That I leave behind
Keeps me going on
Keeps me running blind
Calling your name I hear only echoes (Adını çağırırken sadece ekolar duyuyorum)
Searching the rain I see only shadows (Yağmurda aradığımda sadece gölgeler görüyorum)
You've got to show me your face (bana yüzünü göstermelisin)
Voices, I hear them calling behind me(sesler, duyuyorum onları beni çağırıyorlar)
Phantoms of you are burning inside me (içimde yaktığın hayli ateşlerle bana bi işaret verdin)
You've got to give me a sign
Fading slowly (yavaşça soluyor)
You're drifting into darkness (karanlıgın içine sürükleniyorsun)
I can't see, I can't think (göremiyorum, düşünemiyorum)
I need to keep on searching (Aramaya devam etmeliyim)
Every memory (Her hatıra )
Every thought of you (seninle ilgili her düşünce)
Is inside of me (içimde ve bana ne yapmam gerektiğini söylüyor)
Tells me what to do
Calling your name I hear only echoes (sadece senin adını çağıran yankılanmalar duyuyorum)
Searching the rain I see only shadows (sadece gölgeler görüyorum yağmuru ararken)
You've got to show me your face (bana yüzünü göstermelisin)
Voices, I hear them calling behind me (sesler,duyuyorum onları beni çağırıyorlar)
Phantoms of you are burning inside me (içimde yaktığın hayli ateşlerle bana bi işaret verdin)
You've got to give me a sign
Can you hear me? (Duyuyormusun beni)
Am I only wasting time? (Yoksa sadece zamanımı mı harcıyorum)
Are you near me? (Yanımdamısın)
Are you only in my mind? (Yoksa sadece zihnimdemisin)
Are you, are you?
Calling your name I hear only echoes (sadece senin adını çağıran yankılanmalar duyuyorum)
Searching the rain I see only shadows (sadece gölgeler görüyorum yağmuru ararken)
You've got to show me your face (bana yüzünü göstermelisin)
Voices, I hear them calling behind me (sesler,duyuyorum onları beni çağırıyorlar)
Phantoms of you are burning inside me (içimde yaktığın hayli ateşlerle bana bi işaret verdin)
You've got to give me a sign (Bana bir işaret vermelisin)