I don't like your little games
Senin küçük oyunlarından hoşlanmıyorum
Don't like your tilted stage
Eğri sahneni sevmiyorum
The role you made me play
Beni oynattığın bu rol
Of the fool, no, I don't like you
Aptalca, hayır, senden hoşlanmıyorum
I don't like your perfect crime
Senin kusursuz suçlarını sevmiyorum
How you laugh when you lie
Yalan söylediğinde nasıl gülebiliyorsun?
You said the gun was mine
Silahın benim olduğunu söyledin
Isn't cool, no, I don't like you (oh!)
Bu havalı değil, hayır, senden hoşlanmıyorum (oh!)
But I got smarter, I got harder in the nick of time
Ama akıllandım, zamanında zorlaştım
Honey, I rose up from the dead, I do it all the time
Tatlım, ben ölüyken dirildim, bunu her zaman yapıyorum
I've got a list of names and yours is in red, underlined
İsimlerden oluşan bir listem var ve seninki altı çizili kırmızı renkte
I check it once, then I check it twice, oh!
Bir kez kontrol ettim, sonra ikinci kez, oh!
Ooh, look what you made me do
Ooh, bana ne yaptırdığına bak
Look what you made me do
(Bana ne yaptığına bak)
Look what you just made me do
Sadece bana ne yaptırdığına bak
Look what you just made me
Sadece bana yaptırdığın şeye bak
Ooh, look what you made me do
Ooh, bana ne yaptırdığına bak
Look what you made me do
(Bana ne yaptığına bak)
Look what you just made me do
Sadece bana ne yaptırdığına bak
Look what you just made me do
Sadece bana ne yaptırdığına bak
I don't like your kingdom keys
Senin krallık anahtarlarından hoşlanmıyorum
They once belonged to me
Onlar bir zamanlar bana aitti
You ask me for a place to sleep
Benden uyumak için bir yer istedin
Locked me out and threw a feast (what?)
Beni dışarı kilitledin ve bir ziyafet düzenledin (ne?)
The world moves on, another day, another drama, drama
Hayat devam ediyor başka bir gün başka drama drama
But not for me, not for me, all I think about is karma
Ama benim için değil, benim için değil, yalnızca karma hakkında düşünüyorum
And then the world moves on, but one thing's for sure
ve sonra dünya dönmeye devam ediyor ama bir şeyden emin ol
Maybe I got mine, but you'll all get yours
Belki ben benim olanlara sahibim, ama sende senin olan her şeye sahip olacaksın
But I got smarter, I got harder in the nick of time
Ama akıllandım, zamanında zorlaştım
Honey, I rose up from the dead, I do it all the time
Tatlım, ben ölüyken dirildim, bunu her zaman yapıyorum
I've got a list of names and yours is in red, underlined
İsimlerden oluşan bir listem var ve seninki altı çizili kırmızı renkte
I check it once, then I check it twice, oh!
Bir kez kontrol ettim, sonra ikinci kez, oh!
Ooh, look what you made me do
Ooh, bana ne yaptırdığına bak
Look what you made me do
(Bana ne yaptığına bak)
Look what you just made me do
Sadece bana ne yaptırdığına bak
Look what you just made me
Sadece bana yaptırdığın şeye bak
Ooh, look what you made me do
Ooh, bana ne yaptırdığına bak
Look what you made me do
(Bana ne yaptığına bak)
Look what you just made me do
Sadece bana ne yaptırdığına bak
Look what you just made me do
Sadece bana ne yaptırdığına bak
I don't trust nobody and nobody trusts me
Kimseye güvenmiyorum ve kimse bana güvenmiyor
I'll be the actress starring in your bad dreams
Oyuncu olabilirim kötü hayallerini süsleyen
I don't trust nobody and nobody trusts me
Kimseye güvenmiyorum ve kimse bana güvenmiyor
I'll be the actress starring in your bad dreams
Oyuncu olabilirim kötü hayallerini süsleyen
I don't trust nobody and nobody trusts me
Kimseye güvenmiyorum ve kimse bana güvenmiyor
I'll be the actress starring in your bad dreams
Oyuncu olabilirim kötü hayallerini süsleyen
I don't trust nobody and nobody trusts me
Kimseye güvenmiyorum ve kimse bana güvenmiyor
I'll be the actress starring in your bad dreams
Oyuncu olabilirim kötü hayallerini süsleyen
(Look what you made me do)
(Bana ne yaptığına bak)
(Look what you made me do)
(Bana ne yaptığına bak)
"I'm sorry, the old Taylor can't come to the phone right now."
"Üzgünüm, eski Taylor şu an telefona gelemiyor."
"Why?"
"Neden mi?"
"Oh, 'cause she's dead!" (ohh!)
"Oh ' çünkü o öldü!" (ohh!)
Ooh, look what you made me do
Ooh, bana ne yaptırdığına bak
Look what you made me do
(Bana ne yaptığına bak)
Look what you just made me do
Sadece bana ne yaptırdığına bak
Look what you just made me
Sadece bana yaptırdığın şeye bak
Ooh, look what you made me do
Ooh, bana ne yaptırdığına bak
Look what you made me do
(Bana ne yaptığına bak)
Look what you just made me do
Sadece bana ne yaptırdığına bak
Look what you just made me do
Sadece bana ne yaptırdığına bak