And this is how it starts
-Ve işte böyle başlar.
You take your shoes off in the back of my van
-Sen kamyonetimin arkasında ayakkabılarını çıkarırsın.
Yeah, my shirt looks so good
-Evet, gömleğim çok güzel gözüküyor
When it's just hanging off your back
-Senin sırtında dururken.
And she said, "Use your hands in my spare time
-Ve o dedi ki:" boş zamanlarımda ellerini kullan
We've got one thing in common, it's this tongue of mine"
-Ortak tek bir noktamız var, o da benim dilim."
She said, oh, she's got a boyfriend anyway
-Dedi ki, oh, zaten sevgilisi varmış.
There's only minutes before I drop you off
-Seni bırakmama dakikalar kaldı.
And all we seem to do is talk about sex
-Ve yaptığımız tek şey seks hakkında konuşmak gibi gözüküyor.
She's got a boyfriend anyway
-Zaten sevgilisi var.
She's got a boyfriend anyway
-Zaten sevgilisi var.
I loved your friend when I saw his film
-Onun filmini izlediğimde arkadaşını sevdim.
He's got a funny face, but I like that 'cause he still looks cool
-Komik bir suratı olduğu halde sevdim çünkü hala havalı gözüküyor.
She's got a boyfriend anyway
-Yine de onun sevgilisi var.
She's got a boyfriend anyway
-Yine de onun sevgilisi var.
Now we're on the bed in my room
-Şimdi benim odamda yatağımdayız.
And I'm about to fill his shoes, but you say no
-Ve ben neredeyse erkek arkadaşının yerini dolduracağım ama sen hayır diyorsun.
You say no
-Sen hayır diyorsun.
Does he take care of you
-Sevgilisin seni önemsiyor mu?
Or could I easily fill his shoes?
-Veya onun yerini kolaylıkla doldurabilir miyim?
But you say no
-Ama sen hayır diyorsun.
You say no
-Hayır diyorsun.
Now we're just outside of town
-Şimdi şehrin dışındayız.
And you're making your way down
-Ama sen işi zorlaştırıyorsun.
She's got a boyfriend anyway
-Onun sevgilisi var.
She's got a boyfriend anyway
-Onun sevgilisi var.
Now I'm not trying to stop you, love
-Şimdi seni durdurmaya çalışmıyorum, sevgilim.
If we're gonna do anything, we might as well just fuck
-Eğer bir şey yapmaycaksak, sevişebiliriz.
She's got a boyfriend anyway
-Zaten sevgilisi var.
She's got a boyfriend anyway
-Zaten sevgilisi var.
You've got your tongue pierced anyway
-Zaten dilini deldirmişsin.
You in your high-tops any day
-Her gün topuklu ayakkabılarının içindesin.
You in your skinny jeans anyway
-Zaten skinny pantolonunun içindesin.
You and your fit friends anyway
-Sen ve senin fit arkadaşların.
I'd take them all out on any day
-Hepsiyle çıkardım.
They've all got backcombs anyway
-Hepsi saçını arkaya yatırmış.
You've all got boyfriends anyway
-Zaten hepinizin sevgilisi var.