Had to phone ya' just to talk to you
(Seninle konuşmak için seni aradım)
Had to phone ya' just to tell ya' I was missing you
(Sadece seni özlediğimi söylemek için seni aradım)
It lifts my spirits every single time
(Her geçen dakika ruhumu heyecanlandırıyor)
Sometimes you're busy for awhile
(Bazen bir süreliğine meşgul oluyorsun)
But when you get through
(Ama bitirdiğin zamanlar)
It makes me smile
(Beni gülümsetiyor)
A-when I phone ya(Seni aradığım zaman)
California's not so far away
(California çok uzak değil)
You're not alone ya' know I'm only just a dial away
(Yalnız değilsin biliyorsun bir telefon uzaklıktayım)
I visualize that you're looking fine
(İyi göründüğün zamanları gözümde canlandırıyorum)
Feels so good when you come on the line
(Çok iyi hissediyorum hatta olduğun zaman)
You (you) you (you) you (you) you (you)
(sen sen sen sen sen)
You (you) you (you) you (you) you (you)
(sen sen sen sen sen)
Come on
(Hadi)
Come on and answer the phone
(Çabuk ol ve telefona cevap ver)
Come on come on
(Hadi hadi)
(I hope your home)
(Evde olduğunu umuyorum)