Joe
Oh, oh oh oh yeah...
There was a time, I was so lonely, oh hey yeah...
Remember the time, it was on Friday, oh hey yeah...
You made me feel fine, we did it my way, oh hey yeah...
I sat on your knees, every Friday, oh hey yeah...
We walked in fields of golden hay.
I still recall you.
We walked in fields of golden hay.
I see you in the summer.
Joe. Joe.
I sat on your chair, by the fire, oh hey yeah...
Transfixed in a stare, taking me higher, oh hey yeah...
Precious years to remember, oh hey yeah...
Childhood fears, I surrender, oh hey yeah...
We walked in fields of golden hay.
I still recall you.
We walked in fields of golden hay.
I see you in the summer.
Joe. Joe.
Ouh, ouh
-------------------------------------------------------------------------------------
bir zaman vardı ben çok yalnızdım..
tarihi hatırla bir cuma günüydü..
sen beni teselli edip şenlendirmiştin,biz devam edip sorunu halletmiştik...
dizlerine oturmuştum her cuma..
altın gibi sararmış kuru otların olduğu tarlalarda yürüdük..
ben hala seni geri çağırırım..
altın gibi sararmış kuru otların olduğu tarlalarda yürüdük..
ben seni yazın görürüm..
senin sandalyene oturdum ateşle birlikte..
delinmiş bir merdiven basamağı,beni yükseklere götürüyor..
değerli kıymetli yılları hatırlamak..
çocukluk korkularına teslim olurum...
altın gibi sararmış kuru otların olduğu tarlalarda yürüdük..
ben hala seni geri çağırırım..
altın gibi saramış kuru otların olduğu tarlalarda yürüdük..
ben seni yazın görürüm..
Joe...Joe...