The Walk
Yürüyüş
I called you after midnight
Seni gece yarısından sonra aradım
Then ran until I burst
Sonra patlayana kadar koştum
I passed the howling woman
İnleyen kadını geçtim
And stood outside your door
Ve dışarda senin kapında durdum
We walked around the lake
Gölün etrafında yürüdük
And woke up in the rain
Ve yağmurda uyandık
And everyone turned over
Ve herkes döndü
Troubled in their dreams again
Yine rüyalarında dertlendiler
Visiting time is over
Ziyaret saati biter
And so we walk away
Ve biz de yürüyüp gideriz
And both play dead then cry out loud
Ve ikimiz de ölüyü oynarız sonra yüsek sesle ağlarız
Why we always cry this way?
Neden hep böyle ağlarız?
I kissed you in the water
Seni suda öptüm
And made your dry lips sing
Ve kurumuş dudaklarını yumuşattım
I saw you look
Seni gördüm
Like a Japanese baby
Bir Japon bebeği gibi
In an instant I remembered everything
Bir anda herşeyi hatırladım
Everything, everything, everything
Herşeyi, herşeyi, herşeyi
I called you after midnight
Seni gece yarısından sonra aradım
Then ran until my heart burst
Sonra kalbim patlayana kadar koştum
I passed the howling woman
İnleyen kadını geçtim
And stood outside your door
Ve dışarda senin kapında durdum
I kissed you in the water
Seni suda öptüm
And made your dry lips sing
Ve kurumuş dudaklarını yumuşattım
I saw you look
Seni gördüm
Like a Japanese baby
Bir Japon bebeği gibi
In an instant I remembered everything
Bir anda herşeyi hatırladım
Everything, everything, everything
Her şeyi, her şeyi, her şeyi
Take me for the walk
Beni yürüyüşe götür
Take me for the walk
Beni yürüyüşe götür
Let's go for a walk
Yürüyüşe gidelim
Take me for the walk
Beni yürüyüşe götür